Geçen gün, kurban bayramından kalan et vardı, onu çıkardım buzluktan. Akşam yemeğine kavurma yaptım. Eşimi de yağ, pirinç, çay, şeker almaya yolladım. Sonra pirinç pilavı, üstüne de salata yapınca yemeğe oturduk. Ortaokula başlayan oğlum ağlayarak kalktı sofradan, salona gitti. “Oğlum niye ağlıyorsun?” diyoruz. “Ben bu yemeği yemek istemiyorum. Okulda arkadaşlarım değişik değişik yemekler yiyorlar. Bizim evde niye o yemeklerden pişmiyor?” diyerek içini çeke çeke ağlıyor. Aldım eşimin cebindeki fişi oğluma gösterdim. “Bak bakalım aldıklarımıza, fiyatlarına da bak. Eve lazım olan birkaç parça şey 350 lira. Oğlum ben ev hanımıyım, baban da işçi. Biz kiracıyız. Gücümüz ancak bu kadarına yetiyor. Sen o değişik dediğin yemekler için ağlayacağına, otur sofraya önündeki yemeği ye” diye kızdım. Çocuklarımız dışarıda ne görse istiyor. Ama bizim de onlara gerçekleri anlatmamız lazım.
Gerçekler ama hangi gerçekler? Mesela televizyonlarda tüm dünyada kriz olduğu söyleniyor. Yani diyorlar ki, sadece biz değil, tüm ülkelerde durum kötü. Ne yapalım yani? Kriz sadece biz yoksullara mı var? Geçen okul çıkışında diğer annelerle çocukları beklerken sohbet ediyoruz. Ekonominin halini konuşurken, kadınlardan biri iktidarı eleştiriyorum diye bana kızdı. Ben gençlerin halini, işsizliği, okuyanların halini filan anlatmaya devam edince, kadın bana hak verdi. Kendi kardeşi de atanamayan bir öğretmenmiş ve pazarcılık yapıyormuş. “Bunun sorumlusu Milli Eğitim Bakanı ve devlet değil mi?” diye sordum. “Evet” deyip beni onayladı. Yani, yanlışa yanlış demek için illa bizim kuyruğumuza basmalarını mı beklememiz lazım?
Çocukları parka götürdüğümde orada karşılaştığım kadınlarla da konuşuyorum. Dolar artınca insanlar sokaklara çıktı ya hani, onlara kızıyorlar. Vay efendim neden sokaklara çıkılıyormuş! Devleti eleştirmek “vatan hainliğiymiş!” Biz kötü bir şey yapmıyoruz. Her şeyin fiyatı alıp başını gidiyorsa, dolar arttı diye her şeye zam üstüne zam yapılıyorsa, ev kiralarına bir anda %25 zam geliyorsa, tencereye koyup kaynatacak bir şey bulamıyorsak, ne yapalım kızmayalım da? Ben oy kullanmaya başladığım ilk günden bugüne kadar AKP’ye oy verdim. Tamam, başörtümüzü, inancımızı daha rahat yaşamamız konusunda iyi şeyler yaptılar. Ama geçmişte bunları yapmaları, bugün ağzımıza etmeleri anlamına gelmez. Evde ben her gün ne pişireceğim, tencerede ne kaynatacağım diye düşünüyorsam sorumlusu kim? Yönetemiyorlar, bu kadar net! Artık böyle gitmez, gidemez. Bir şeylerin değişmesi lazım. Bilen bilmeyene anlatacak ve herkes neler olup bittiğini anladıkça, bu devran böyle gitmeyecek!