
Hindistan’ın ordu güçleri 4 Aralık Dünya Madenciler Gününde, Myannmar sınırındaki bir bölgede işten eve dönen kömür madencilerine ateş açarak 6 işçinin canını aldı. Onlarca işçiyi taşıyan kamyona açılan ateşle hayatlarını kaybeden maden işçilerinin yakınları ve bölgedeki emekçiler orduya tepki gösterdi. Öfkesi taşan emekçiler katliamın ardından protestoya başladı. Ancak ordu güçleri, haklı öfkelerini dile getirmek isteyen 7 emekçiyi daha katletti.
Hindistanlı egemenler yaşananların ardından “talihsiz olay”, “yanlış ihbar” gibi gerekçelerin ardına sığınarak sahte üzüntülerini dile getirdiler. Ancak aynı egemenler hakkını arayan, aylarca seslerini duyurmaya çalışan tarım emekçilerine, kadına yönelik şiddeti protesto etmek isteyen emekçi kadınlara ve “yaşamak istiyoruz” diyerek yollara düşen göçmen işçilere de benzer şekilde saldırmıştı! Aynı “talihsiz olaylar”ı sürekli tekrar ederek emekçi düşmanı, katliamcı yüzünü defalarca ortaya koydu.
Egemenlerin ve patronların işçi sınıfı düşmanlığı sınır tanımıyor. İran’da da işçiler egemenlerin kanlı saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Sungun-Varzegan bölgesindeki bakır madenlerinde çalışan 2 binden fazla madenci, çalışma koşullarının düzeltilmesi için 2 Aralıkta greve çıkmıştı. Baskıcı molla rejiminden güç alan patronlar 4 Aralıkta kitlesel yürüyüş gerçekleştiren işçilerin üzerine kamyon sürdürdü. Kapitalist sömürü düzeninin efendileri için emekçilerin canının hiçbir kıymeti yok. Bu düzenin fıtratı bu! Molla rejimi hak ve özgürlük mücadelesi veren işçilerin, emekçilerin karşısına dikiliyor, göz açtırmamaya çalışıyor. Ancak İranlı işçiler tüm baskılara rağmen molla rejimine de kapitalist sömürü düzenine de mücadeleyle cevap vermekten geri durmuyor.