
Bizler Güzeltepe’den bir grup İşçi Dayanışması okuru emekçi kadınız. İşçi Dayanışması aksamadan her ay elimize ulaşıyor. İçerisinde çok kıymetli okur mektupları ve yazılar var. Bu yazılar bizlere fikir veriyor. Zaten yaşadığımız hayat pahalılığı bizleri bir araya getiriyor ve sohbet etmemize vesile oluyor. Markete gitmeye korkar olduk. En temel gıdalarımızı alamıyoruz artık. Herkes birbirine fikir vererek yağı, sütü, unu stok yapmamızı söylüyor. Oysa asgari ücretle çalışan bir işçi neyi ve nasıl stoklayacak? Aldığımız peynirin en ucuzu 65 lira, ancak 1 kilo alabiliyoruz. Paramız yok ki stok yapalım! Ayrıca stok yapacak soğuk hava depomuz da yok! Bizi yöneten kodamanlar “eti gramla, sebze ve meyveyi taneyle alın” diyorlar. Bu kadar aymazlık olur mu? Bir hafta önce aldığımız gıdaların fiyatı bir hafta sonra 2 katına çıkıyor. O zaman aldığımız ücretler de 2 katına çıksın ki karşılayabilelim.
Faturalarımız almış başını gidiyor. Üç kuruş maaş alan işçileriz. Sanayi mi işletiyoruz ki bu kadar fatura geliyor bizlere? Yetiştiremiyoruz, kıstıkça kısmaya başladık. Zaten çalışan kadınlarız. Sabah gidip akşam geliyoruz. Ama yine de faturalarımız yüksek geliyor. Ayrıca biz emekçiler evlerimizi neredeyse otel gibi kullanıyoruz. Aldığımız bütün parayı vergilere, faturalara, kiralara veriyor ve ancak karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Peki, yaşamak bu mu yani? Biz insanız. Sadece karın tokluğu değildir yaşamak. Biz işe mi gidip çalışalım yoksa markette ucuz ürünlerin peşinde mi koşalım? Bir de indirim peşine düştüğümüz şeyleri indirimli değil bindirimli alıyoruz! Eskiden arada sırada da olsa komşularımızla hafta sonları gün yapardık, onu da yapamaz olduk. İnsanlar marketlerde atılmaya ayrılmış ürünleri ya da tarihi geçmek üzere olan ürünleri almak istiyor, fakat market sahipleri bunlara da izin vermiyorlar. Ucuza satmamak için çöpe atıyorlar. Sonra da egemenler bizlere diyorlar ki “tasarruf yapalım, her şeyi çöpe atmayalım.” Bu düzen acımasız bir düzen. İnsanların gıdaya ihtiyacı varken göz göre göre çöpe atıyorlar. Bu sistem akıl dışı bir sistem olduğu için işçilerin yaşamı umurlarında bile değil. Biz emekçi kadınlar bu yaşamı hak etmiyoruz. Böyle de gitmemeli, bundan böyle susmak yok, boyun eğmek yok!