Dostlar geçen gün internette yemek tariflerine bakarken dikkatimi çeken bir videoyla karşılaştım. Tarifi verilen yemeğin adı “ekmek köftesi” idi. Son zamanlarda çok beğenilen bir tarifmiş. Ben de işçi arkadaşlarımla paylaşmak istedim. Adında köfte geçtiğine bakmayın, yemeğin kıymayla bir alakası yok. Sonra merak edip biraz araştırdım. Tarifi izlediğim videonun altındaki yorumlarda özellikle emekçi kadınların isyanı vardı. Artan hayat pahalılığından dolayı ekmekte köfte tadını almaya başladıklarını söyleyenden tutun da köfte seven çocuklarını kandırdığını itiraf edene kadar sayısız yorumla doluydu. Aslında bu yorumlar çok iyi özetliyor içinde bulunduğumuz durumu.
Hayat pahalılığı her geçen gün mutfaklarımızda can alıcı bir hal almaya başladı. Emekçilerin mutfağına neredeyse et girmiyor. Durum böyle olunca çözümü ekmek köftesinde aramak zorunda kalıyoruz. Aman egemenler duymasın. Bu kez de “ekmek köftesi yiyorsanız aç değilsiniz” diyecekler.
Aslında bir yönüyle de bu durum örgütsüz oluşumuzun tarifidir. Yoksulluğa karşı çeşitli yaratıcılıklar geliştirmek muhakkak hayatımızı kolaylaştırıyor. Fakat bunların bir sonu yok. Geçenlerde Afrika’da insanların çocuklarına çamurdan kurabiye yaptığını öğrendim. Çocuklarına şekerle karıştırılmış toprak kurabiyeler yaptıklarını öğrendiğimde içim cız etti. Oysa bütün bu çaresizliklerin üstesinden gelebiliriz.
İşçiler olarak bizler giderek kötüleşen hayat koşullarımızı, hakkımız olanı isteyip bunun için çaba gösterdiğimizde iyileştirebiliriz. Asgari ücret belirlendi ve artışa rağmen bir yıl önceki alım gücümüzün yarısı kayboldu. Bu sürecin dışına itilen bizler örgütlenmediğimiz sürece seyirci olmanın ötesine geçemeyiz. UİD-DER’li kardeşlerimizin dediği gibi “İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa Asgari Ücreti Kendisi Belirler.” Aksi durumda bugün ekmek köftesi tarifinin yerini yarın çamur köftesi tarifi alacak...