Ankara’da yapılan mitingden söz etmek istiyorum. Biz ilk önce şubelerden arabalara bindik. Alandaki heyecanı arabalara dökmüştük; arabalarda sanki etkinlik yapıyormuşçasına şiirler, şarkılar söyledik. Zaman ilerledikçe daha çok tempo içerisinde hareket ediyorduk. Bunu böyle yapmamızın sebebi, hep beraber ve birlikte bir şeyler yapmamızdır. Zaman çok iyi geçiyordu. Biz akşamdan yola çıktığımız için sabah Ankara’da olmuştuk. Belki çoğumuz daha önce Ankara’daki derneğimize gelmemişti ama bu Ankara mitingi sebebiyle orayı ve oradaki arkadaşlarımızı gördük. Gerçekten bizi çok güzel karşıladılar. Ben ayrı bir mutluluk duyuyordum. Çok sevindim geldiğimize.
Zaman su gibi akıyordu; ama biz mitinge gideceğimiz için çok seviniyorduk. Zaten bu mitingi yapma amacımız zamlara, işten çıkartmalara dur demekti. Meydana gittiğimizde güzel bir coşku bizi karşılıyordu. Alanda yine coşkumuz devam ediyordu; herkes sesini çıkarabildiği kadar bağırıyordu. Orada birçok şeye karşı dur demek için bağırdık. İnsanlarda farklı bir hava vardı. Bir sürü slogan attık; ama alan bizim için fark etmezdi. Ben unuttum bir an Ankara’da olduğumuzu. İstanbul’da da olsaydık değişen bir şey olmazdı. Biz çok sevinçliydik. Sonra alandan ayrılacağımız zaman geldiğinde otobüslere yürüdük ve direnişte olan işçileri ziyaret ettik. Sonra otobüse bindik. Ankara’daki derneğimize gittik ve coşkumuz devam ediyordu. Sonra Gebze’deki mitinge katılmak için otobüslere binip geri döndük ve yine şunu unutmadık. “Birleşen işçiler yenilmezler!”