
Kamu emekçileri, KESK’in çağrısıyla İstanbul’dan Ankara’ya, Diyarbakır’dan İzmir’e “Geçinemiyoruz! Emekten ve Halktan Yana Bütçe İstiyoruz” şiarıyla bir araya geldi. 18 ve 19 Aralıkta KESK’in örgütlediği bölge mitinglerinde buluşan on binlerce kamu emekçisi taleplerini yükseltti. “Hükümet İstifa” sloganının sık sık atıldığı mitinglere TTB, TMMOB, DİSK ve Türk-İş’e bağlı kimi sendikalar da destek verirken, emekçi kitleler sabırlarının tükendiğini haykırdı.
İzmir: “Bütçeden payımızı istiyoruz”
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), bölge mitinglerinin ilkini 18 Aralıkta İzmir’de Gündoğdu Meydanında gerçekleştirdi. Halktan ve emekten yana bütçe talepleriyle kordon boyu miting alanına yürüyüş gerçekleştiren binlerce kamu emekçisi, “Savaşa Değil Emekçiye Bütçe” , “Saraya Değil Emekçiye Bütçe”, “Genel Grev Genel Direniş”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız” sloganlarını attı.
Emekçi kitlelerin günden güne yoksullaştığını dile getiren KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, siyasi iktidar temsilcilerinin “şükretmek gerek” söylemini teşhir etti. Bütçeden paylarını istediklerini vurgulayan Bozgeyik, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, asgari ücretin yeniden belirlenmesini, temel gıda ürünlerinde KDV’nin sıfırlanmasını, pandemiden bu yana yapılan zamların geri alınmasını istediklerini vurguladı.
Diyarbakır: “İşte buradayız!”
18 Aralıkta Diyarbakır’da İstasyon Meydanında bir araya gelen binlerce kamu emekçisi de “Geçinemiyoruz” dedi. Soğuk havaya rağmen toplanan emekçiler polisin engelleme girişimine rağmen miting alanına üç ayrı koldan yürüyüş yaptı. Kamu emekçileri “Barış İçin Emekçiler İçin Alanlardayız”, “Krizin Bedelini Halk Değil, Krizi Yaratanlar Ödesin”, “Ülke Zengin, Halk Fakir, Yandaş Mutlu”, “Biz Üretiyoruz Biz Yöneteceğiz” pankartları taşıdı.
Diyarbakır’da ise KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil konuştu. Geçinemediklerini daha güçlü şekilde dile getirmek için buluştuklarını ve artık sabrın tükendiğini söyleyen Yeşil, “Bu ülkede aşımıza, ekmeğimize göz koyanlar onlardır, sarayın ta kendisidir” dedi. Siyasi iktidarın baskıyla iktidarlarını uzatabileceklerini düşündüğünü aktaran Yeşil; “İşte buradayız, bütün zorlukları, barikatları, engelleri aşarak geldik” dedi.
Ankara: “Her karanlığın bir şafağı, her kışın bir baharı vardır”
19 Aralıktaki KESK mitinglerinin ilk durağı ise Ankara’ydı. Soğuğa ve kar yağışına rağmen Tandoğan’da toplanan binlerce kamu emekçisi, vergi adaletsizliğinden hayat pahalılığına kadar pek çok sorun karşısında taleplerini yükseltti.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik konuşmasında şu vurguları öne çıkardı: “Sadece ekonomik krizle boğuşmuyoruz. Aynı zamanda tek adam rejiminin yönetememe krizi ile karşı karşıyayız. Ekolojik krizle, kadınlara yönelik şiddetin ortaya çıkarmış olduğu krizle karşı karşıyayız. Bu kapitalist sistemin yaratmış olduğu neo-liberal politikalar, özelleştirme politikaları, güvencesizleştirme politikaları, yani bu kapitalist barbarların artık sonuna gelmiş bulunmaktayız.” Her karanlığın bir şafağı, her kışın bir baharı olduğunu söyleyen Bozgeyik, mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
İstanbul: “Sabrımız tükendi”
KESK’in bölge mitinglerinin sonuncusu 19 Aralıkta İstanbul’da gerçekleştirildi. Savarona Caddesinde toplanan emekçiler, “İnsanca Yaşam, Emekten Ve Halktan Yana Bütçe İçin Omuz Omuza! Geçinemiyoruz” yazılı ana pankartın arkasında kortejlerini oluşturdular ve Kartal Meydanına doğru yürüyüş gerçekleştirdiler. “Direne Direne Kazanacağız”, “AKP’den Hesabı Emekçiler Soracak”, “Emekçiyiz, Haklıyız Kazanacağız”, “Genel Grev, Genel Direniş” sloganları atıldı.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, İzmir Kınık’ta göçük altında kalan maden işçilerine geçmiş olsun diyerek konuşmasına başlarken, Maraş Katliamında yaşamını yitirenleri de saygıyla andı. “Sabrımız tükendi” diyen Yeşil, sözlerine şöyle devam etti: “Onlar, sırça saraylarda lüks ve şatafat içinde yaşarlarken, sadece bir dakikalık elektrik giderleriyle onlarca işçi ve emekçi yaşamını devam ettirebilecekken bizlere şükretmemizi istiyorlar. Onlar, iğneden ipliğe tüm ithalatı dolarla yaparken devletin verdiği parayı dolara çeviren ‘ahlaksızdır’ diyorlar. Oysa biz biliyoruz ve buradan bir kez daha sesleniyoruz. Asıl ahlaksız ve vicdansız olan onlardır. Asıl ahlaksız ve vicdansız olanlar; Bizlerin kaynaklarını yıllardır talan edenler, milyar dolarlık servetlerini her gün katlayanlar, kazançlarını vergi ödememek için yurtdışına kaçınanlar, bu ülkenin kaynaklarını yandaşa yağmalatanlardır.”
Ülkenin dört bir tarafında geçinemediklerini haykıran kamu emekçileri, hak gasplarına ve ekonomik krizin faturasının emekçi kitlelere kesilmesine karşı mücadeleyi büyüteceklerini vurguladılar.