Şili’de 19 Aralık Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinde kazanan, oyların yaklaşık %56’sını alan solun adayı Gabriel Boric oldu. Boric karşısında yarışan ve geçmişte emekçi halka tarifsiz acılar yaşatan diktatör Pinochet’ye olan sempatisini sürekli vurgulayan Jose Antonio Kast ise, oyların %44’ünü aldı. Emekçiler, faşist Kast’a karşı sosyal adalet temelli bir söylemi öne çıkartan Boric’i seçti.
Göçmen karşıtı politikaları savunan, kadın haklarına yönelik kısıtlamaları gündeme getiren, kapitalist tekelleri arkasına alan aşırı sağın adayı Kast’ın karşısında kazanılan seçim, Şilili milyonlarca emekçiyi meydanlara döktü. Emekçiler “zafer” sloganları eşliğinde başta başkent Santiago olmak üzere ülkenin dört bir yanında kutlamalar yaptı. Şilili emekçilerin sevincinin asıl nedeni “düzen ve istikrar” söylemi adı altında anti-demokratik politikaları savunan, büyük tekellerin çıkarlarını gözeten faşizan-sağ bloğun kaybetmesiydi.
Şili’de 2019’dan bu yana emekçiler derinleşen toplumsal adaletsizlik ve eşitsizliğe karşı mücadeleyi büyütüyor, değişim isteği güçleniyor. Yükselen halk isyanı sürerken, iktidar emekçilerin tepkisini yumuşatmak amacıyla Pinochet döneminin mirası olan anayasanın değiştirilmesi için referandum önermişti. 25 Ekim 2020’de yapılan referandumda anayasanın değiştirilmesi önerisi yüzde 78 oyla kabul edildi. Mayıs 2021’de ise kurucu meclis için seçimler yapıldı ve sol güçler bu mecliste ağırlığı oluşturdu. Anayasayı değiştirmek için kurulan meclisin çalışmaları sürüyor. Şilili emekçiler 19 Aralıktaki başkanlık seçimlerinde düzenin has temsilcilerinin yeniden iktidar koltuğuna oturmasına izin vermediler. Ancak işçi sınıfının geçmiş deneyimlerinden de bildiğimiz gibi, kapitalist düzen var oldukça sömürü son bulmaz, Boricler kurtarıcı olamaz. Şili işçi sınıfı faşizme geçit vermeden sömürü düzenine karşı örgütlendiğinde ve kapitalizme yumruğunu indirdiğinde meydanlardaki zafer coşkusu bambaşka olacak!