
Enflasyon, zamlar, yoksulluk artıyor. Bizi sefalete mahkûm edenlere, hakkımızı yiyenlere sesimizi çıkarmak, kendi çıkarlarımız için birleşmek, taleplerimizi ortaya koymak zorundayız. Bunu yapamadığımızda patronlar bizleri semer vurulacak eşek olarak görüyor. Biz işçiler, emekçiler yani üretenler, alın teri dökenleriz. Toplumun ezici çoğunluğuyuz. Dert sahibi olan, derman arayanlarız. Peki, o halde neden sadece yakınmakla yetiniyor, seyirci kalıyor, tepkimizi örgütlü halde yansıtamıyoruz? Neden sorunlara çözüm üretemeyeceğimizi düşünüyoruz, neden hayatımızın karartılmasına seyirci kalıyoruz?
Fabrikamızda kimi arkadaşlarımız “asgari ücrete zam yapıldı, şimdi işten çıkarmalar olacak, işsizlik artacak” diyor. Ama “biz sendikalıyız, birlik olalım, işten atmalara mani olalım” diyemiyor. Gidişatı değiştirebileceğine, en azından saldırılara karşı mücadele edebileceğine inanmıyor. İnanılmaz bir yoksullaşma yaşanıyor, alım gücümüz tepetaklak aşağı düşüyor ama bu durumda bile en fazla bu iktidarın gitmesinden medet umuluyor. Biz sendikalı işçiler bile kendimizi çaresiz hissediyorsak, sendikalı, örgütlü olduğumuzu, harekete geçme imkânımız olduğunu fark etmiyorsak sendikasız işçi kardeşlerimiz ne yapsın?
Demek ki bizler hayatımızın karatılmasına, evlatlarımızın geleceğinin çalınmasına seyirci kalmamak, yan yana gelmek ve sesimizi çıkarmak zorundayız. İşyerinde dayanışma içinde olmak, birlik olup sendikalaşmak, sendikalıysak gücümüzü pekiştirmek, grevdeki işçileri yalnız bırakmamak zorundayız! Her vesileyle yan yana gelmek bir başlangıçtır. Eğer sendikalı ve sendikasız işçiler yana yana gelirse korku ve yılgınlık havası dağılır. Oysa yan yana gelirsek bölünmüşlüğümüze son veririz, birbirimizden güç alırız. Eğer yan yana gelirsek, konuşarak, tartışarak, geçmişin tecrübelerini gözden geçirerek eninde sonunda doğru bir çözüm yolu buluruz. Haklarımızı yedirmeyeceğimizi göstermiş oluruz. UİD-DER’in web sitesinde dendiği gibi; kriz, işsizlik, baskı ve yoksullaştırmaya karşı birlik ve dayanışmamızı büyütelim! Bir mücadele örgütü olan UİD-DER’de daha fazla bir araya gelelim, işçi sınıfının örgütlü saflarını dolduralım. Unutmamalıyız ki dert bizde derman ellerimizdedir.