Günlerce “çok güzel, çok fevkinde olacak, herkesi mutlu edecek bir asgari ücret açıklayacağız” denilerek girizgâhı yapılan 2022 asgari ücreti 4 bin 250 lira olarak açıklandı. Rakam açıklanmadan önce de ortada dolaşan sayılara emekçilerin tepkisi “4 bin, 5 bin açıklasalar ne olacak, her şey çok pahalı ve daha da pahalanacak” olmuştu. Bu nedenle iktidarın sanki cenneti bahşetmiş havalarında açıkladığı 4 bin 250 lira ne fevkinde oldu ne de dertlerimize çare… Üstelik bu paranın bir kısmı da bizim vergilerimizden oluşuyor.

Bir yıl öncesini hatırlayalım. 2021 için asgari ücreti 2 bin 825 lira yaparken yine çok büyük zam yaptıkları algısı yaratmışlardı ama gerçekte yapılan zam sefalet zammıydı. Zaten birkaç ay içinde yapılan zam artan fiyatlar karşısında kar gibi erimişti. Asgari ücret açıklandıktan sonra sadece 2 ay içinde ayçiçek yağının fiyatı iki katına çıkmıştı. O günlerde herkesin gündeminde 5 litrelik ayçiçek yağının 70 liraya çıkması vardı. Öyle ki sanki ödül kazanmış gibi yağla eve girilen videolar çekiliyor, durum işçiler tarafından hicvediliyordu. Ama yağ 70 lirada durmadı ve bir yıl dolmadan fiyatı iki katını da geçti. Şimdi 140 liraya bulsak indirimde bulduk diye seviniyoruz. 2021’in başında en çok zamlanan ürünlerden biri de yumurtaydı. 50-60 kuruşa aldığımız yumurta 1 liraya çıkmıştı. Bugün ise 2 liraya çıkmış durumda. Sütün litresi 5 lira civarındaydı, şimdi 15 liraya kadar çıkıyor. Kilosu 40 liradan aşağı beyaz peynir yok. Onu da sen belki yersin ama çoluğa çocuğa yedirmek günah kabilinden. 32’li tuvalet kâğıdı 100 lirayı geçti, biraz kaliteli alayım, uzun süre gitsin dersen 130 lirayı dahi geçiyor. Market çalışanları her gün yüzlerce ürünün etiketini değiştirmeye devam ediyor.

Sene başından bu yana temel ihtiyaç maddeleri iki katı artmışken asgari ücret iki katına çıktı mı? Hayır, asgari ücrete yüzde 50 zam geldi sadece. Asgari ücretin açıklandığı gün elimize geçecek yeni ücretle alabileceğimiz 5 litrelik yağ 12 adet, 1 koli yumurta 7 adet, ekmek 843 adet eksilmişti bile. Üstelik daha şubat ayında alacağız zamlı ücreti. O zamana kadar fiyatlar daha ne kadar artacak bilmiyoruz. Demek ki sayısal olarak asgari ücretin artmasının tek başına bir anlamı yok. Bizim için önemli olan alım gücüdür. Yani ücretimizle neyi ne kadar alabildiğimizdir. Şu anda sene başındakinden daha fazla fakirleşmiş durumdayız. Alabildiğimiz ürünlerin sadece miktarı değil kalitesi de her geçen gün düşüyor.

Asgari ücreti, biz işçiler belirleyemediğimiz müddetçe yıllar geçer ve her yıl daha da fakirleşmeye devam ederiz. İşyerlerinde döktüğümüz alın teri sayesinde ekonomi büyür ama bizim ekmeğimiz küçülür. Asgari ücretin gerçek ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir ücret olmasının tek yolu işçi sınıfının söz sahibi olmasıdır. Bu da birlik olup mücadele edersek olur. Sefalet ücretini kabul etmiyorsak, şikâyet etmek yerine mücadele etmeliyiz.