
2020’yi geride bırakırken internet sitemizde gerçekleştirdiğimiz “Zamanı Karanlığa Boğanlara İnat, Umut Ekiyoruz Yarınlara” yayın akışında şöyle demiştik: “Zaman, doğada ve toplumsal yaşamdaki değişim ve dönüşüm sürelerini ölçer yalnızca. Ancak belirli bir şeyin olgunlaşması için de zamanın geçmesi, tabiri caizse ham meyvenin olgunlaşması gereklidir. Nitekim işaret ettiğimiz gibi, son 20 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde emekçiler isyan ediyorlar. Üstelik isyan bir ülkeden diğerine sıçrarken, mesela isyanın başladığı ülkede emekçi hareketlenmesi geçici bir süre geri çekilse de, çok geçmeden tekrar sahne almaktadır. Tarihsel ömrünü doldurmuş kapitalist sistem, yol açtığı sorunları hafifletecek gücünü kaybetmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki dönem, dünya ölçeğinde büyük fırtınaların eseceği bir dönemdir.”
Tam da öyle oldu. 2021 yılı, kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunların daha da katmerleştiği bir yıl oldu. Ekonomik kriz, küresel ekolojik kriz, depremler, yangınlar, kuraklık, büyüyen işsizlik, açlık ve yoksulluk, emperyalist savaş, göç dalgaları… Daima belirttiğimiz gibi her şey karşıtıyla vardır. Kapitalizmin yol açtığı sorunlar büyürken, emekçilerin öfkesi meydanlara taştı ve 2021’de de isyan fırtınası durmadı.
2020’de salgına rağmen kitlesel gösteriler düzenleyen Tunuslu emekçiler, 2021’e de mücadeleyle girdi. Ocak ayında “Korkmuyoruz, Sokaklar Halkındır” diyerek sokağa çıkan emekçiler, yıl boyunca işsizlik ve yoksulluğu protesto ettiler. İş ve özgürlük istediler! Komşumuz İran’da yolsuzluğa, hayat pahalılığına, düşük ücretlere karşı emekçilerin eylemleri aralıksız sürdü. Emekliler, liseli gençler, öğretmenler, fabrika işçileri… Ekonomik taleplerle sokağa çıkan emekçiler, cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot etme kararı aldılar. Hazirandaki seçim İran tarihinin en düşük katılımlı seçimi oldu.
Myanmar’da emekçilerin askeri darbeye karşı başlattığı mücadeleyi hatırlayalım. Şubat ayında yapılan askeri darbeye karşı başlayan protestolar ve grevler, darbeci ordunun yüzlerce insanı katletmesine rağmen aylarca sürdü. Emekçiler henüz darbecilere geri adım attırabilmiş değiller ancak bu direniş şimdiden Myanmar işçi sınıfının mücadele geleneğinde yerini aldı.
Brezilya’da ise emekçiler yıl boyunca faşist devlet başkanı Bolsonaro’ya karşı öfkelerini meydanlarda “Bolsonaro Defol” sloganlarıyla haykırdı. Sendikaların, muhalif partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla düzenlenen eylemlerde Bolsonaro’nun görevden azledilmesi istendi; yoksulluk, yolsuzluk ve yüksek enflasyon protesto edildi.
“Fakirlere Ekmek Yoksa Zenginlere Huzur Yok!” Kolombiyalı emekçiler dünya işçi sınıfı tarihine bu sloganı yazdılar. İşçi sınıfı, vergileri daha da arttırmayı amaçlayan yasaya karşı süresiz genel grev ilan etti, sokaklara çıktı. 1 Mayıs’ta kitlesel gösteriler düzenlendi. Yükselen toplumsal mücadele, bir halk uyanışına, bir devrimci duruma dönüştü. Emekçiler baskı ve saldırılara rağmen geri adım atmadı ve hükümet yasa tasarısını geri çekmek zorunda kaldı. Bunu yeterli görmeyen işçi ve emekçiler; emeklilik, sağlık ve eğitim sisteminde iyileştirme istediler, protestolarına devam ettiler.
İsyan fırtınasının bir başka adresi de Sudan’dı. Sudanlı emekçiler 2018’de 30 yıllık diktatör Ömer El Beşir’i devirmeyi başardı. Büyüyen isyanı bastırmak ve kurulu zulüm düzenini korumak isteyen ordu, Nisan 2019’da darbe yaparak iktidara oturdu. Emekçilerin mücadelesinin devam etmesi üzerine Ağustos 2019’da Egemenlik Konseyi adı altında bir sivil-askeri konsey kuruldu ve bu konsey altında bir geçiş hükümeti oluşturuldu. Ancak ordu, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah El Burhan eliyle 25 Ekim 2021’de yeniden darbe yaparak geçiş hükümetini feshetti. Bunun üzerine emekçiler yeniden ayağa kalktı. 30 Ekimde 4 milyon kişi meydanlara çıkarak “Askeri Diktatörlüğe Hayır” diye haykırdı. Sudanlı emekçilerin mücadelesi sürüyor.
Hindistan’da 250 milyon kişinin greviyle açılan 2020 yılı, yüz milyonlarca işçi ve çiftçinin mücadelesiyle kapanmıştı. 2021 yılı da büyük kitle mücadelesine sahne oldu ve tarım emekçilerinin yıl boyunca sürdürdüğü mücadele zaferle sonuçlandı. Faşist devlet başkanı Modi’nin tarımda hayata geçirmek istediği sermaye yanlısı politikalara karşı aylarca zorlu koşullarda mücadele yürüten çiftçiler, sonunda hükümete geri adım attırmayı başardı. Yasa geri çekiliyor!
Burada sayamadığımız onlarca ülkede işçi sınıfı hakları için ayağa kalktı. Bu tablo, kapitalist sömürü ve yıkıma karşı dünya işçi sınıfının kaderinin ortak olduğunu ve mücadelesinin de ortaklaştırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Çok açık ki insanlık ilk kez bu denli yakıcı sorunlarla aynı anda boğuşuyor. Latin Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya ve oradan Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında uluslararası işçi sınıfı aynı sorunlara karşı benzer taleplerle mücadele ediyor. Sadece işsizlik, açlık ve yoksulluk değil; artan baskılar, demokratik hak ve özgürlüklerin yok edilmesi de emekçileri derinden etkiliyor.
Salgın sürecinde dünya genelinde yüz milyonlarca insan yoksulluk çukurunun en diplerine itilirken, kapitalistlerin serveti misliyle büyüdü. Nisan 2021’de açıklanan verilere göre dünyada 2 bin 755 dolar milyarderi var. Listedeki milyarderlerin serveti bir yıl içerisinde yüzde 60’tan fazla artarak 8 trilyon dolardan 13,1 trilyon dolara yükseldi. Bu servetler yoktan var olmadı, dünya üzerindeki yüz milyonlarca insanın yoksulluğunun daha da büyümesi pahasına birikti. Kapitalizm, toplumsal eşitsizliği ve çelişkileri her geçen gün yeni zirvelere çıkartıyor. İşte bu eşitsizlik tüm dünyada isyan fırtınalarının esmesine neden oluyor. Bu sistem insanın, bilim ve teknolojinin bugünkü gelişmişlik düzeyine ters düşüyor. İnsanlık, tarihin en büyük dönemeç noktasına gelmiş, bir eşikte bekliyor. Ancak insanlık gelip durduğu dönemeci alamadığı için teknoloji ve üretici güçler kapitalist efendilerin elinde yıkıcı bir güce, bir kâbusa dönüşüyor. İşte bu yüzden dünya işçi sınıfının tahammül sınırları daralıyor, öfkesi artıyor. Önümüzdeki yıllarda da emekçiler işsizliğe, açlık ve yoksulluğa, kapitalist sömürüye, baskı ve yasaklara karşı dünya meydanlarını doldurmaya devam edecek! Yani isyan fırtınası büyüyerek devam edecek!