Merhabalar dostlar. Ben şantiyede çalışan emekçi bir kadınım. Sizlerle yaşadığımız küçük bir olayı ve bu olayın bize hatırlattıklarını paylaşmak istiyorum. Şantiyede sahada çalışan işçiler hava koşullarına uygun montlar giyiyorlar. Bunlara KKD yani “Kişisel Koruyucu Donanım” deniliyor. Bu ürünler pahalı ürünler ve bir yerlerine zarar geldiğinde patrona yenisini aldırmak o kadar kolay olmuyor. Bir arkadaşımızın montunun fermuarı bozuldu. Yenisini aldırmak da bir hayli zaman alacaktı. Malûm, havalar çok soğuk. Biz de montu tamir etmeye giriştik. Pek çok işyerinde benzer durumlarla karşılaşıyorsunuzdur sizler de. Fermuarın kopan kısmına silikon döktük. Biraz fazla dökünce gene kapanmadı. Fazlalığı bıçakla kazıdık. Bu işlem yaklaşık bir saat sürdü. Sonrasında ucunu pense ile sıkıştırınca fermuar ilk günkü gibi oldu. Şimdi düşünüyorsunuzdur “bu olayı nereye bağlayacak” diye…
Bu olay bana mücadelemizi hatırlattı. Çünkü mücadele etmek biz işçilere karşımıza çıkan küçük büyük tüm sorunlarla da mücadele etme cesareti veriyor. İnsan yalnız olmayınca daha cesaretli oluyor. Cesaretli olunca da yaratıcı… Ben UİD-DER’le tanışmadan önce hiçbir sosyal faaliyetim olmuyordu. Sinema, tiyatro hak getire. Haklarımı bilmezdim ve yanımdaki iş arkadaşıma bile güvenemezdim. İçine kapanık pasif bir kadındım. İnsanlarla konuşamazdım. Bugün eskisi gibi ürkek, bilinçsiz bir kadın değilim. Çünkü örgütlü mücadele ile tanıştım ve kendime olan güvenimi kazandım. İşverene bile ağzının payını veriyorum. Ben burada UİD-DER’li bir emekçi kadınla tanıştım ve hayatım değişti. Hakkımı arayabileceğimi, önce kendime ve işçi arkadaşlarıma güvenebileceğimi, güvenmem gerektiğini öğrendim. Evet, bir şeyleri değiştirmek çok zor ama imkânsız değil. Emekçi kadınlar bir araya geldiklerinde her şeyi başarırlar. Yeter ki yan yana gelelim, sorunlarımıza birlikte çözümler üretelim. Şikâyet etmeyelim, mücadele edelim. Çünkü mücadele etmeden hiçbir şey başarılmıyor. Birlik ve dayanışma içinde olalım!