
Lila Kâğıt fabrikası işçileri işyerinde gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle yaşanan iş kazaları, baskı ve düşük ücretlere karşı Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş Sendikasında örgütlenmişlerdi. Şirket bir yandan “performans düşüklüğü” bahanesiyle sendika üyesi işçileri işten çıkarmaya başladı. Diğer yandan da işçiler üzerinde sendikadan istifa baskısı kurarak ve ek prim, eğitim yardımı ve gıda çeki sözü vererek sendikalaşmanın önüne geçmeye çalıştı. 3 aydır süren işten atma saldırısında 60’tan fazla işçi işten atıldı. Selüloz-İş Sendikası işten atmaları protesto etmek için 3 Aralıkta bir basın açıklaması yapmış, işvereni sendikayı tanımaya ve baskılara son vermeye çağırmıştı. Lila Kâğıt patronunun saldırılarına devam etmesi üzerine işçiler geçen hafta fabrika önünde direniş çadırı kurarak mücadeleyi sürdüreceklerini ilan ettiler.
6 Ocakta yüzlerce işçi, Selüloz-İş Sendikası yöneticileri ve Türk-İş’e bağlı çeşitli sendikaların yöneticilerinin katılımıyla fabrika önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Aylardır grevde olan Bel Karper işçileri de basın açıklamasına destek verdiler. “Direne Direne Kazanacağız” pankartı arkasında fabrikaya yürüyen işçiler yürüyüş sırasında sık sık “Sendika Hakkımız Engellenemez” sloganını attılar.
Basın açıklamasını Selüloz-İş Genel Başkanı Aydın Parlakkılıç yaptı. Parlakkılıç konuşmasında Lila Kâğıt işçilerinin yalnız olmadığını fabrikaya sendika girene kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Ayrıca Lila Kâğıt ürünlerini boykot etme çağrısı yapan Parlakkılıç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gazetelerde, internet sayfalarında boy boy pozlar veren, 80’den fazla ülkeye ihracat yapmakla övünen, geçtiğimiz sene 112 milyon dolar yalnızca ihracattan gelir elde eden Lila Kâğıt, konu işçilerin emeklerinin karşılığını almaya gelince, sendikaya gelince bir anda zarar eden, kazanamayan işyerine dönüşüyor. Bizler kimin kazandığını, kimin kaybettiğini çok iyi biliyoruz. Temel gıda ürünlerinden, emekçilerin yaşamını doğrudan etkileyen tüm mallara gelen zamlarla yaşamak zorunda olan bizleriz. Teşviklerden faydalanan, dövizin artmasından dolayı parasına para katan, sermayesini büyüten, yeni makineler alanlar işverenlerdir. O yüzden bizler pandemide dahi gece gündüz demeden çalıştıysak, Lila işyerini 5 kat büyüttüysek, sendika hakkımızı da alacağız, yaşam ve ücret koşullarımızı da düzelteceğiz.”