
Geçtiğimiz ay TBMM’de bütçe görüşmeleri yapıldı. Bu görüşmelerde muhalefet milletvekilleri Türkiye’deki işçi haklarının önemsenmediğini, Türkiye’nin iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci olduğunu, işçi haklarına önem verilmesi gerektiğini belirttiler. Bunun üzerine siyasi iktidarın temsilcileri açıklamalar yaptılar.
Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay “Dünya ve Avrupa ülkeleriyle kıyaslama sadece verisi bulunan ülkeler üzerinden yapılmakta, tüm ülkelerin iş kazası verilerine erişim imkânı da bulunamamakta. Avrupa ülkelerinden Eurostat’ta düzenli iş kazası verisi olanların sayısı sadece 30. Ayrıca verisine ulaşılan ülkelerin de iş kazası ve meslek hastalığı istatistiklerinin tip, kapsam, kaynak, veri toplama ve benzeri hususlar ülkeden ülkeye farklılık göstermekte. Bu itibarla, ‘İş kazalarında dünyada 3’üncü, AB’de 1’inci sözü’ gerçeklerden uzak bir iddia” dedi. Sonrasında “Ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği noktasında Avrupa ve dünya ülkelerinde iyi konumda bulunan ülkelere benzer bir seyirde olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Biz mi göremiyoruz iş sağlığı ve güvenliği noktasında iyi konumda olduğumuzu yoksa aklımızla alay mı ediyorlar? Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği Oktay’ın dediği gibi çok mu iyi konumda? İş sağlığı ve güvenliği konusunda Türkiye ve Avrupa ülkelerine gelin birlikte bakalım.
ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) Dünya Güvenlik ve Sağlık Günü ilan edilen 2019 yılında “Çalışma Yaşamının Geleceğinin Merkezinde Sağlık ve Güvenlik: 100 Yıllık Deneyimden Hareketle” adlı bir broşür yayınladı. ILO tarafından yapılan araştırmada tahminlere göre her yıl dünya genelinde 374 milyon iş kazası yaşanmakta ve 2,3 milyon kişi iş kazası sonucu veya meslek hastalığı nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Ve ILO’ya göre “100 yıllık deneyimler, araştırmalar ve uygulamaların gösterdiği üzere bu iş kazalarının çoğu önlenebilir.”
Türkiye’de her yıl SGK tarafından gerçekleşen iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili istatistiki veriler yayımlanmaktadır. SGK istatistiklerine göre 2020 yılında toplam 384 bin 605 iş kazası ve 909 meslek hastalığına yakalanan sigortalı işçi kayıt altına alınmıştır. 1240 işçi ise iş kazalarında yaşamını yitirirken, 5 işçi ise meslek hastalığı sonucu yaşamını yitirdi. Bir diğer deyişle Türkiye’de 310 kaza başına 1 ölümcül kaza meydana geliyor. Günde 1053,7 iş kazası yaşanırken, 3,3 işçi iş kazalarında yaşamını yitiriyor. SGK’nın elde ettiği veriler sadece sigortalı işçileri kapsamaktadır. Bir de sigortasız çalışırken yaşamını yitiren dolayısıyla kayıtlara geçmeyen niceleri var. İSİG Meclisi verilerine göre 2020 yılında iş kazalarında en az 2427 işçi yaşamını yitirdi.
Türkiye’de meydana gelen ölümcül iş kazalarının sayısı, AB ülkelerine kıyasla oldukça yüksektir. 2018 yılı Avrupa Birliği İstatistik Ofisi EUROSTAT verileri dikkate alındığında 27 AB ülkesinde 3332 ölümcül iş kazası yaşanırken, Türkiye’de kayda geçen ölümcül iş kazası sayısı 1541’dir. AB ülkeleri arasında en fazla ölümcül kazanın yaşandığı ülke ise Fransa oldu. Fransa'da 2018 yılında 615 işçi iş kazasında hayatını kaybetti.
Biliyoruz ki bu veriler bizler için sadece bir sayıdan ibaret değil. Bizler her gün iş kazalarıyla, iş cinayetleriyle karşı karşıyayız. Çünkü bizler işçi, emekçileriz. Alın teri dökenleriz. İşçilerin kanı üzerinden sermayelerini büyütenler için bu veriler sadece bir sayıdır. Onlar koltuklarından nutuklar çeksin, vaazlar versinler. Kardeşler bu açıklamalarla gün yüzüne bir şey çok net çıkıyor. Sermayedarların bu bakış açısı iş kazalarının önlenmesini engelleyemez. İş kazalarını önleyecek olan tek güç emek cephesinin örgütlü birliğidir. Bizler ancak örgütlü olursak iş kazalarına karşı durur, gerekli önlemleri aldırabiliriz.