Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 55. kuruluş yıldönümünü kutladı. Bir taraftan yoksulluk derinleşip işsizlik katlanırken, diğer taraftan işçi eylemlerinin ülke geneline yayıldığı bir süreçte gerçekleşen etkinlikte; “Görevimiz ve hedefimiz ülkemizi emeğin Türkiye’si olarak tepeden tırnağa yeniden kurmaktır” denildi.
13 Şubat Pazar günü Cemal Reşit Rey Konser Salonunda gerçekleştirilen etkinliğe işçiler, sendika yöneticileri, sanatçılar, milletvekilleri, siyasi parti ve emek örgütlerinden temsilciler, direnişlerini sürdüren Farplas işçileri ve UİD-DER temsilcileri katıldı. Etkinlikte sık sık “İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız”, “Farplas İşçisi Yalnız Değildir”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “İşçiler Açken Patronlara Huzur Yok”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganları atıldı.
Etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu; “Bizim tarihimiz tüm değerleri ve güzellikleri üretenlerin; açlığa, yoksulluğa ve sömürüye mahkûm edilmesine karşı kendi kaderini eline almak için ‘bu böyle gitmez’ diyerek ayağa kalkanların tarihidir. Bizim tarihimiz ‘bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır, enternasyonalle kurtulur insanlık’ diyenlerin tarihidir. Bu tarih sadece bu topraklarda değil bütün dünyada yazılmaktadır” dedi.
“Kapitalizmin piyasaları, ayrımcı, otoriter, faşist rejimlerle ancak ayakta durabilir hale geldi” diyen Çerkezoğlu, kapitalizmin işçi sınıfına ve dünyaya sadece felaket getirdiğine değindi. Nüfusunun dörtte üçü asgari ücretle geçinen Türkiye’de DİSK’in hedefinin ve görevinin “ülkemizi üretenlerin yöneten olduğu bir emeğin Türkiye’si olarak tepeden tırnağa yeniden kurmaktır. Sabahın sahibi var diyor ya usta! Şu karanlık düzene karşı bir kez daha söylüyoruz; sabahın da memleketin de sahibi var” dedi. “Emeğin Türkiye’si için hep birlikte ayağa kalkıyoruz” diyen Çerkezoğlu, önümüzdeki süreçte hayatın pahalı emeğin ucuz olduğu bu adaletsiz düzene karşı yeni bir mücadele sürecini başlatacaklarını duyurdu.
DİSK 55. yıldönümü etkinliğinde Mercan Selçuk Dans Topluluğu, Timur Selçuk’un unutulmaz şarkılarını yorumladığı “Babamın Şarkıları” isimli bir gösteri gerçekleştirdi. İşçi sınıfının mücadelesine sosyalist bir şair olarak önemli eserler kazandıran Can Yücel adına torunu Nathalie Defne Gier’e, karikatürist Tan Oral’a, 1 Mayıs 1976 afişinin tasarımını yapan Orhan Taylan’a onur ödülleri takdim edildi. Etkinlikte Mazlum Çimen ve Mor ve Ötesi de sahne aldı.
UİD-DER’in DİSK’in 55. Yıldönümüne Gönderdiği Mesaj
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği UİD-DER olarak DİSK’in 55. kuruluş yıldönümünü selamlıyoruz. Birçok kent ve sektörden işçilerin, Japonya’dan Filipinlere, İran’dan Fransa’ya mücadele dostlarımızın selamlarını iletiyoruz.
DİSK’in tarihi, Türkiye’de işçi sınıfı mücadelesinin yükseliş ve kök salma döneminin de tarihidir. Kavel grevinden 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişine, DGM direnişinden MESS’e diz çöktüren grevlere kadar büyük bir mücadele dönemi DİSK, Maden-İş ve Kemal Türkler anılmadan açıklanamaz. DİSK, Kemal Türkler’in başında bulunduğu Maden-İş’in sınıf sendikacılığı anlayışının ve bu doğrultuda yürütülen mücadelenin tarihsel sembolüdür. Bugün de mücadeleci sınıf sendikacılığı geleneğinin egemen kılınması, sermaye sınıfı karşısında işçilere güven veren bir mücadele hattının yaratılması hepimizin görevidir.
Ne yazık ki 12 Eylül 1980 askeri faşist rejiminin vurduğu ağır darbeden sonra emek cephesi hâlâ belini doğrultabilmiş değil. Tam da bu yüzden Türkiye işçi sınıfı tarihinin en ağır kışlarından birini yaşıyor. Totaliter rejim altında sermaye sınıfı kâr rekorları kırarken, işçi sınıfının içine itildiği yoksulluk çukuru genişleyip derinleşiyor. Her alanda devasa bir yumağa dönüşen sorunlar çözümsüz kalırken; hak ve özgürlüklerin yok edildiği ülkemizde toplum nefes alamıyor. Ancak işçi sınıfı örgütlü olmadan, emeğin örgütlü cephesi büyümeden ve işçi sınıfı siyasal bir güce ulaşmadan bu gidişata dur denemez.
Kim ne derse desin; sendikalar işçi sınıfının en temel ve asla vazgeçemeyeceği mücadele örgütleridir. Son günlerde ülkenin dört bir tarafında patlayan işçi eylemleri dalgası bu katı gerçeği bir kez daha doğrulamıştır. Düşük ücretlere isyan ederek harekete geçen işçiler örgütsüzdür. İşçiler sendikalarında örgütlenmeden ve sendikalar mücadeleci bir çizgiye çekilmeden sermaye sınıfının saldırılarına karşı durulamaz, kalıcı kazanımlar elde edilemez. DİSK’in tarihsel çizgisine uygun olarak işçilerin mücadelesini kucaklaması, işçi hareketinde yeni bir dönemin kapılarını açabilir. Bu görev, başta DİSK ve mücadeleci sendikalar olmak üzere hepimizin omuzlarındadır.
DİSK’in 55. yılını bir kez daha selamlıyoruz. Yaşasın işçi sınıfının uluslararası mücadele birliği!