
Hint okyanusunda bir ada ülkesi olan Sri Lanka’da emekçiler, gıda ve akaryakıt fiyatlarına gelen yüksek zamlara, hayat pahalılığına, market raflarının boşalmasına, en temel gıda ürünlerinin bulunamamasına, günde 13 saati bulan elektrik kesintilerine, büyüyen yoksulluğa karşı 23 Martta meydanlara çıktılar. Çağrısını ülkenin sol koalisyon partisi NPP’nin (Ulusal Halkın Gücü Partisi) yaptığı kitlesel mitingin ardından eylemler devam etti ve 27 Martta yüz binlerce kişinin katıldığı bir miting daha gerçekleşti. 31 Martta başkanlık sarayı önünde gerçekleştirilen eylemlerden sonra ülkede sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Ancak Sri Lankalı emekçiler meydanlara çıkmaya, tepkilerini ortaya koymaya devam ediyorlar.
Ocak ayından bu yana ülkenin para birimi olan rupi yüzde 45 değer kaybetti. Döviz rezervleri eridi, borçlar katlanarak arttı, ülke iflasın eşiğine geldi. Ekonomisi ağırlıklı olarak turizme bağlı ülkede gıda, yakıt ve ilaç gibi temel ihtiyaç maddelerinin büyük bölümü ithal ediliyor. Hükümet geçtiğimiz yıl organik tarıma başlama kararı alarak kimyasal gübre kullanımını yasakladı, bu durum gıda fiyatlarının artmasına ve kıtlığa yol açtı. Hiçbir hazırlık çalışması yapmadan alınan bu kararın yol açtığı felaketleri engellemek için gübre ithal etmeye karar veren hükümet, bu defa da Ukrayna’da patlak veren savaş nedeniyle bunu başaramadı, halkı açlığa mahkûm etti. Pandemiyle birlikte kesilen turizm gelirleri, borç yükünü ve işsizliği giderek derinleştirdi. Ülkede 13 saate varan elektrik kesintileri yaşanıyor. İşçi ve emekçiler gıdaya ulaşamıyor, ulaşsalar bile sıcaklar nedeniyle koruyamıyor, elektrik ve gaz olmadığı için yemek pişiremiyor. İlaç bulunamıyor, ameliyatlar çoğunlukla yapılamıyor. Hükümet santralleri çalıştırmak üzere yakıt sağlayamadığını söylüyor. Baz istasyonlarına enerji sağlayan sistemlerin yedek yakıtları da tükendiği için cep telefonları ile arama yapmak bile mümkün olmuyor.
Krizin derinleştiği, işsizliğin, yoksulluğun, açlığın, toplumsal sorunların çığ gibi büyüdüğü ülkede emekçiler bu durumdan hükümeti sorumlu tutuyorlar, yasaklara rağmen başta başkent Kolombo olmak üzere pek çok yerde meydanlara çıkarak hükümeti protesto ediyorlar. Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’ya tepkilerini “Gota Defol”, “Gota İstifa” sloganlarıyla gösteriyorlar. Krizin nedeni olan hükümetin IMF de dâhil olmak üzere uluslararası finans kurumlarından yeniden borçlanmaya gideceğini açıklaması emekçilerin öfkesini daha da büyütüyor. Sokağa çıkma yasaklarını kabul etmeyeceklerini belirten emekçiler, açlığa ve karanlığa sessiz kalmayacaklarını haykırıyorlar.
Sri Lanka’da yaşananlar kapitalist sistemin nasıl bir çıkışsızlık içinde olduğunu ve insanlığa felaketlerden ve acılardan başka bir şey veremeyeceğini gösteriyor. İnsanlığın en küçüğünden en büyüğüne tüm sorunlarının çözümü kapitalizmin yıkılmasıyla mümkündür. Sömürünün olmadığı, insanların sınıflara bölünmediği, doğanın yağmalanmadığı, tüm zenginliklerin eşitçe ve kardeşçe paylaşıldığı bir dünya kurulmasıyla mümkündür.