8 Mart biz işçi sınıfının kadınları için çok kıymetli ve önemli bir gün. Çünkü uzun yıllar önce çalışma şartları ve eşit işe eşit ücret talebi için mücadele başlatan sınıfımızın kadınları bizlere ilham kaynağı olmaya devam ediyorlar. Egemenlerin dediği gibi, hediye alınan, alışveriş yapılan sıradan bir gün değil, mücadele ve dayanışma günümüz bizim. Bu yıl çok farklı duygularla andık 8 Mart’ı. Öyle zamanlar olur ki, hiç ummadığın hayallerin gerçek olabileceğini fark edersin. Hayalini bile kuramayacağın şeyleri yapabiliyor olmanın mutluluğuyla için içine sığmaz. Dönüşmeye cesaret eder ve kendini bulursun. İşte biz UİD-DER’de kendimizi bulduğumuzu hissettik bu 8 Mart’ta.
Etkinliklerde okunan şiirleri, söylenen şarkıları derneğe gelen tüm işçiler çok sever, keyifle dinler. Ama UİD-DER’in sahnesi yani artık bizim için mutfağı çok daha farklı bir anlam kazandı. “Acaba ben de yapabilir miyim?” sorusuyla başladı her şey. Ve emek olmadan güzel şeylerin ortaya çıkamayacağını, emekle birlikte neleri başarabileceğimizi gördük hep birlikte. Bir grup emekçi kadın olarak şiir çalışmalarına katıldık. Salonda dinlemenin keyfi bir başka ama o şiirlere mana katarak okumak bambaşka. Bizim izlediğimizden, dinlediğimizden farklı bir dünya var, UİD-DER mutfağında çok emek var. Biz o gün yüreğimizde duyduğumuz inançla hem gururlandık hem de cesaretlendik. Kendimizi çok daha güçlü hissettik. Canla başla çalışmanın, istemenin, heyecanlanmanın güzelliğini paylaştık. İyi ki varsınız, hep söylediğimiz gibi, birlikteysek güçlüyüz, birlikteysek umutlu!