
Geçtiğimiz günlerde bir grup işçi olarak bir araya geldik. Her birimiz önümüzdeki 1 Mayıs’a ne için, hangi taleplerle katılacağımıza dair sohbet ettik. Bu sohbette emekçi kadınlar, gençler, uzun yıllardır işçilik yapanlar öyle şeyler söylediler ki hepsi ayrı ayrı aklıma kazındı. Bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Bir işçi sözü aldı; “bizim tarafın ne kadar güçlü olduğunu görmek, korkusuzca yürümek istiyorum” dedi. Ardından bir kadın işçi, “çocuklarımı alıp meydana çıkacağım, hem benim çocuğumun hem de başka çocukların geleceği ne olacak diye düşünmek istemiyorum artık” diye devam etti. Ardından bir başka emekçi kadın sözü aldı; “eskiden 1 Mayıs’ta evden dışarıya çıkmazdım. Fakat şimdi çocuklarımla birlikte en önde taleplerimizi haykıracağım” diyerek heyecanını paylaştı. Sonra genç bir işçi sözü alarak gençlerin yakıcı sorunlarından bahsetti, “karamsarlığa kapılmayacağız, genç işçiler olarak alanda güçlü bir şekilde taleplerimizi haykıracağız” dedi.
Bizler 136 yıllık bir geleneği yarınlara taşımak ve büyütmek için sahipleniyoruz. Çalışma saatleri kısaltılsın diyeceğiz. Çocuklar için kreş; anneler için gece vardiyaları yasaklansın diyeceğiz. Baskılara, yasaklara, demokratik haklarımızın yok edilmesine karşı biz emekçiler olarak kol kola girecek, güçlü bir şekilde taleplerimizi dosta düşmana haykıracağız. “Biz buradayız” diyeceğiz, gücümüze güç katıp “bu düzeni biz işçiler değiştireceğiz” diye haykıracağız. Alanlarda dostlarla buluşmak üzere...