
Ayak basmadığın bilmem kaç kilometre var şu dünyada. Bilmem kaç koca şehir var uzaklarda Yollarını, sokaklarını bilmediğin. Tanımadık yüzler var milyarlarca dillerini, şarkılarını bilmediğin. Bilmiyorum Uzak mı, yakın mısın? Göğün alabildiği kadar uzak belki Belki de Uzatsam elimi tutunacak kadar yakın. Demek isterim ki sana; Merhaba dost, merhaba! Tezgâhlarda aynı ekmeği bölüştük. Kahırdan aldık payımızı beraberce Ne bir noksan ne bir fazla. Nerede olsan Dünyanın kaç bucak ötesinde olsan Seni tanırım Nasırlı ellerinden, Kaygılı, ürkek ama yine de umut diyen gözlerinden. Ve derim ki sana dost; Senin gözlerinde bulurum Diyar diyar dolaşan umudun menevişini. Bir beyaz güvercinin kanat çırpışlarını Senin ellerinde bulurum. Ve senin yüreğinde bulurum Onca acıdan damıtılmış yaşama sevincimi. O halde ver elini a dost Ver ki gösterelim burjuvaziye dünyanın kaç bucak olduğunu. Tut ki elimden Gösterelim yedi düvele Birleşen nasırlı ellerin gücünü.