
1 Mayıs’a en çok yakışan mevsim bahardır herhalde… Çünkü doğa canlanır, adeta küllerinden yeniden doğar. Bir yıkımın ardından gelen uyanışa benzer. Tıpkı 1 Mayıs 1977’de olduğu gibi… Ve doğduğum yılda. Nasıl bahar gelmeden çiçekler filizlenmezse, emek olmadan da hiçbir şey yetişmez. Sermaye ancak emeğin meyvesidir, öyleyse emek ve emekçi toprağın altında değil en üstünde olmaya layıktır. Yakında 1 Mayıs’ı yeniden kutlayacağız. Benim annem 1 Mayıs’ta doğmuş. Babamsa bir işçiydi. İşçi olmayı tercih etmiş biriydi. İstese okuyup kariyer de yapabilirdi pekâlâ. Elimden geldiğince bu yolculuğa destek olmaya, onları anlamaya çalışıyorum. 1 Mayıs bir umuttur bence. Barış, kardeşlik ve güvenli bir gelecek için bir umut… Bugün, tarihte bize gerçekleri gösteren, umudu aşılayan, adaletin er ya da geç yerine geleceğine dair inancımızı besleyen diğer önemli günler gibi bir dönüm noktası. Nice yıldönümlerinde olduğu gibi, nice 1 Mayıslarda el ele verip adaletli ve barış dolu bir dünyada yaşamak dileğiyle…