
İstanbul’un Tuzla ilçesinde bulunan Orhanlı Sanayi Sitesinde boya ve vernik üretimi yapan Messer Kimya fabrikasında arka arkaya patlamalar meydana geldi. Bitişik nizam 6 fabrika alevler içinde kaldı. Yetkililerin bazı işçilerin enkaz altında kaldığı ya da kayıp olduğu şeklindeki geçiştirici, oyalayıcı açıklamalarına rağmen patlamada hayatını kaybeden işçilerin olduğu biliniyor. Yetkililer 3 işçinin öldüğünü söylerken civarda çalışan işçiler 6 işçinin öldüğünü, 9 yaralı olduğunu ifade ediyor. İtfaiye yangına müdahale ederken polis bölgeye girişleri kapattı.
Civar işyerlerinden çekilen görüntülerde patlama üstüne patlama gerçekleşen kimya fabrikasının çevresinde iş kıyafetleriyle işçiler görülüyor. Yani art arda patlamalar gerçekleşirken işçiler bölgeden uzaklaştırılmadı, önlem alınmadı, ölü ve yaralı sayısının artması tehlikesi yaratıldı. Tek başına bu durum sermaye sahiplerinin iş güvenliği önlemelerine nasıl baktığını ortaya koyuyor. Bu önlemleri almayanlar, fabrikanın etrafını boşaltmayanlar basının, bilinçli iş güvenliği uzmanlarının ve ailelerin bölgeye girişlerini engelliyor.
28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününün hemen ertesinde, İşçi Sınıfının Uluslararası, Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ın arifesinde meydana gelen bu katliam bir kez daha kapitalist sömürü düzeninin içyüzünü gösteriyor. Kâr ve paradan başka hiçbir şeyin önemli olmadığı, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin maliyet olarak görüldüğü bu düzen işçiler için ölüm ve acı demektir. Ne yazık ki işçiler, sınıf olarak örgütsüz, dağınık, dayanışmadan ve mücadeleden uzak olmanın bedelini canlarıyla ödüyor. Katliamlar Esenyurt, Torunlar, Soma, Ermenek, Hendek, Tuzla diye devam ediyor. Bayram kutlamaya hazırlanan aileler cenazeler düzenliyor. İşçi sınıfı hesap sormak, çalışma koşullarını düzeltmek, haklarını almak, sömürüye son vermek için birleşmediği sürece acıda ve kahırda birleşiyor.