Geçen yıl Eylül ayında genç bir işçiyle tanışmıştık. Adı Sami. Sami 29 yaşında, bir metal fabrikasında çalıştığını söylemişti. Fabrikada Türk Metal Sendikasının olduğunu belirttikten sonra şunları söylemişti: “Ben ilk kez sendikalı olarak bu fabrikada çalıştım. Sendikalar hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ama sendikalar işçilerin haklarını korur diye düşünürdüm. Ama bu sendika işçilerin değil, patronun çıkarlarını koruyor. Böyle işçi sendikası mı olur?” Bir süre sohbet ettikten sonra telefon numaralarımızı vermiştik birbirimize. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği yani UİD-DER’in, işçilerin sınıf temelinde örgütlenmesi için kurulduğunu etraflıca anlatmaya çalışmıştım. İşçi Dayanışması gazetemizi vermiştim. Sami tüm genç işçiler gibi sosyal medyayı takip eden bir işçi. Özellikle sendikaları takip ettiğini anlatmıştı. Artık UİD-DER web sitemizi de düzenli takip etmesini söylemiştim. Whatsapp durum paylaşımlarımı takip edenlerden biri olmuştu Sami.
Geçen gün Whatsapp durumumda 1 Mayıs paylaşımı yapmıştım. Sami “bildiğin düzgün bir iş var mıdır abi” diye sormuştu. “Çalıştığın işten çıktın mı, çıkarıldın mı?” diye yazmıştım. “Evet, abi 4 ay oldu. Kendim çıktım” diye yazmıştı. “İşsizlik çok maalesef, neden çıktın?” diye sormuştum. “Abi iş var. Ama işçi değil, köle istiyorlar. ‘5-6 bin lira verelim. 4 işçinin işini yap’ diyorlar”. “Sen tam olarak ne iş yapıyordun?” diye yazmıştım. “Cms janttaydım. Kaliteye bakıyordum. Kesit alma, xray, ısıl işlem, gaz altı kaynak biliyorum” diye yazmıştı. O günden beridir tanıdık, bildik işçi arkadaşlara metal sektöründe Sami için iş olursa haber vermelerini istedim.
Dün “merhaba Sami 1 Mayıs için senin mesajın ve talebin nedir?” diye yazdım. Sami “daha güzel, daha adil, sevgi dolu bir dünya için; barış için, insanlık için, kardeşlik için; BATSIN BU DÜNYA, KURULSUN YENİ BİR DÜNYA, YAŞASIN 1 MAYIS” diye yazdı. Sami’nin sermaye sınıfına karşı olan öfkesi ve 1 Mayıs mesajı tüm sınıf kardeşlerimize ulaşsın. Ulaşsın ki 1 Mayıs meydanlarında sesimize ses, gücümüze güç katalım.
Sermaye ve sermayenin koruyucusu devletlerin, 1 Mayıs’ı karalamak ve örgütsüz işçilere öcü gibi göstermek için 136 yıldır başvurmadıkları dümen kalmadı. Ama güneş balçıkla sıvanmaz misali işçiler 1 Mayısların dayanışma, birlik ve mücadele anlamına geldiğini dile getiriyorlar. Sömürücü düzenin efendilerinin asıl korkusu ise işçi sınıfının dünyanın dört bucağında örgütlü olarak karşılarına dikilmesidir. 136 yıldır ne yapsalar 1 Mayıs meşalesini söndüremediler. Ve asla söndüremeyecekler. 1 Mayıslar sömürüsüz, sınıfsız, sınırsız ve eşit bir dünya kurulana dek, kızıl bir bayrak olarak işçi sınıfının elinde kuşaktan kuşağa taşınmaya devam edecek.