
Coşku dolu 1 Mayıs kutlamalarını geride bıraktık fakat coşkumuz ve geleceğe olan inancımız hâlâ devam ediyor. Tüm yıl çeşitli zorluklar yaşadık. İşçiler olarak son dönemlerde ekonomik kriz, savaş, açlık ve kapitalizmin açtığı her türlü sorunu daha sık yaşar olduk. İş kazaları artıyor, çevre felaketleri almış başını gidiyor. İşçi hakları gasp ediliyor, sendikal hakların önüne konulan engeller burjuva yasalarla bile çelişiyor. Bunlarla bizi yenebileceğini düşünen kapitalistlere karşı, işte o bayram gününde, 1 Mayıs’ta yine alanlarda yerimizi aldık ve haklılığımızı bir kez daha dosta düşmana haykırdık.
Bu haykırış bir sel olup aktı adeta ve işçi sınıfımıza can suyu oldu alanlarda. Kapitalist egemenlerinse adeta yakalarına yapışan binlerce el oldu haykırışımız. Alanda onlarca sektörden on binlerce işçi vardı. Onlarca kortej art arda sıralanmıştı ve adeta kapitalizme yumruklarını indirmek için mücadelede pozisyon alıyorlardı. Bu mücadelede UİD-DER yine kortejindeki kararlı duruşu ve kızıl mı kızıl rengiyle göz dolduruyordu. Bir kez daha “tamam işte, senin bu dünyadaki yerin burası. Eğer insana, çevreye dünyaya ve de kendine biraz olsun değer veriyorsan sen UİD-DER saflarından, yani mücadeleci işçilerin saflarından ayrılmamalısın” dedim kendi kendime.
Eğer bir işçi örgütünün içinde değillerse ne annen ne baban, ne abin ne kardeşin seni kapitalizmin zulmüne karşı doğru bir tutumla donatamaz. Bunu yapacak olan ancak ve ancak işçi sınıfının mücadele saflarına bizi çekenlerdir. İşte o mücadeleci işçiler de UİD-DER’dedir. İyi ki varsın UİD-DER.