İzmir Kemalpaşa’da bulunan Abalıoğlu Lezita işçileri geçtiğimiz Temmuz ayında Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş Sendikasına üye olmuş, işçilerin sendikal örgütlenmesine tahammül edemeyen patron 20 işçiyi işten çıkarmıştı. Lezita yönetimi 17 Mayısta 2 işçiyi vardiyalarının ardından telefonla arayarak 25/2 ve Kod 46 maddelerine dayanarak işten çıkartıldıklarını bildirdi. 18 Mayısta bir işçi daha aynı şekilde işten çıkartıldı. Lezita işçileri 23 Mayıs sabahı fabrika önünde toplanarak işten atılan arkadaşlarının geri alınmasını talep ettiler ve işbaşı yapmayı reddettiler. Bunun üzerine 17 işçi daha 25/2 ve Kod 46’dan işten atıldı. Patronun adamları jandarmayı fabrikaya çağırdı. Jandarma komutanı sahibinin sopası rolünü oynayarak işçileri tehdit etti. İşten atılan işçilerle, fabrika bahçesindeki işçilerin bir araya gelmesini engellemek için fabrikanın çıkış kapılarını zincirlerle kilitledi. İşten atılan işçilerle fabrikanın bahçesindeki işçilerin arasındaki zincirli kapılar işçilerin birleşmesine engel olamadı. İşçilerin direnişi fabrikanın önünde devam ediyor. Direnişteki işçiler çalışmaya devam eden işçi arkadaşlarıyla iletişim ve dayanışma içindeler.
Lezita işçilerini sendikalaşmaya doğru iten nedenlerin başında kuralsız çalışma, fazla mesailer, aralıksız uygulanan baskılar, aşağılamalar, mobing var. İşten atılan işçilerin en yenisi bir buçuk yıllık işçi, 20 yaşındaki Şeyma. Diğerlerinin en yenisi 4 yıllık, nişanlısı Mustafa ise 5 yıllık işçi. İşten atılan işçilerden biri de Mustafa’nın babası, 12 yıllık işçi. Toplamda işten atılan 40 işçinin tamamı 25/2 ve Kod 46’dan yani yüz kızartıcı, ahlâk dışı davranış gerekçesiyle işten atılmış. Geçen yıl 25/2 ve Kod 46’dan atılan 20 işçinin tamamı işe iade davasını kazanmış. İşten atılmalarının nedeninin sendikal faaliyet olduğuna karar verilmiş. Yani arsız ve hırsız olanın işçiler değil, patron ve adamları olduğu tescillenmiş. Ancak işçilere işbaşı yaptırılmamış. İşçiler patronun adamlarının baskılarına boyun eğip başlarını kaldırmadan çalışmış, birbirlerini uyandırmamış olsalardı 25/2 ve Kod 46’dan işten atılmamış olabilirlerdi. Patron dikensiz gül bahçesinde zevkusefa içinde, başı aşağıda çalışan kölelerine bakmaya devam ederdi. İşten atılan işçiler fabrikanın önünde direnişe başladıktan sonra tıpkı her direniş yerinde olduğu gibi, direnişçi işçilerle fabrikadaki işçiler birbirlerini görmesin diye tel örgülere yeşil plastik örtüler de eklenmiş.
Ama işçiler ellerinde tuttukları dövizlerde, “Ya Sendika, Ya Kölelik”, “Hepimiz Bir Olduğumuz Gün Kazanacağız” diyorlar. Birlik olmanın ne denli önemli olduğunun farkında olan direnişçi işçiler, vardiya değişim saatlerinde servislerle fabrikaya gelen arkadaşlarına seslerini duyurmak için hep birlikte düdük çalıyorlar. Servislerde vardiyaya giden işçi arkadaşlarının büyük bölümü el sallıyor, gülücükler atarak moral vermeye çalışıyorlar. Bazı işçiler yıllarca yan yana birlikte çalışmanın verdiği samimiyetle parmak sallayarak ve kucaklamak için kollarını açarak “sağlam durun, sizinleyiz” mesajı veriyorlar. Bazı servis şoförleri ise fabrikaya girerken ve çıkarken korna çalarak destek veriyorlar. Direnişçi işçiler sosyal medyadan da seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Fabrika hemen otobanın kenarında olduğu için “Lezita’da İşçi Kıyımına Son!” pankartlarını, dövizlerini asıyorlar ve düdüklerini hep birlikte çalarak yoldan geçen araçlardaki insanlara da seslerini duyuruyorlar. En çok desteği başka fabrikaların servislerindeki işçilerden görüyorlar; servislerdeki işçiler alkışlarla ve el sallayarak geçiyorlar.