
İnsanlığın en temel yaşamsal ihtiyaçlarından biri de barınmadır. Nasıl ki gıda fiyatları uçtu, iğneden ipliğe zam geldi, aynı şekilde ev kiraları da aldı başını gitti. Ailede nüfus artınca, birazcık daha geniş bir eve çıkmak bir seçenekti. Ya da iş değiştirdiğimizde işimize yakın bir ev kiralamak... Maalesef artık böyle bir seçeneğimiz neredeyse yok.
İşyerindeki arkadaşlarla sohbet ederken, “aman bir yere kıpırdamayalım, kiralar çok yüksek, çıksak bu fiyata ev bulamayız” derdik. Derdik demesine de artık bu da pek mümkün değil. Çünkü ev sahipleri çeşitli gerekçelerle eski kiracılarının evden çıkmasını istiyor. Sunulan mazeret ne olursa olsun bizler gerçeği biliyoruz. Eski kiracıları çıkartarak evlerini daha yüksek fiyatlardan kiraya vermek istiyorlar. Yükselen konut fiyatlarına, kira artışlarına bakarak “ben enayi miyim?” düşüncesiyle daha kontrat süresi dolmadan kirayı iki katına çıkaran ev sahipleri var. Kiracılar da yapılan bu hukuksuzluğa karşı sesini çıkarmak yerine ev bulamama kaygısıyla, taşınma masraflarını vs. hesap ederek, kendisine dayatılan kira artışını sessizce kabulleniyor. Örgütsüzlük sadece düşük ücretle çalışmak anlamına gelmiyor. Örgütsüz insan hayat pahalılığına da karşı koyamıyor, kira artışına da…
Bazı ev sahiplerinin kendilerince “haklı” nedenleri var. Bütün ev sahipleri zengin değil sonuçta. Hayat pahalılığı arttıkça kira gelirini arttırarak geçim sorununu çözmeye çalışıyorlar. Ama çareyi aradıkları yer üç kuruş maaş ile geçinmeye çalışan başka bir işçi, emekçi oluyor. İnsan öfkelenmeden edemiyor. Ekonomik krizin faturasını ödememek için altta kalanın canı çıksın diyerek kiracının sırtına yüklenmek mi çözüm? Yaşadığımız toplumsal sorunların çözümü bireysel kurtuluş yolları bulmak değildir. Yağa zam yapılacağını duyduğumuzda iki teneke fazla almak nasıl ki çözüm olmuyorsa ev kirasını vicdansızca iki katına çıkarmak da geçim sorununu çözmez.
Bahceşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi BETAM Mart ayında ülke genelindeki kiralık konut fiyatlarının yüzde 123 arttığını belirtiyor. İstanbul’daki artış oranı ise yüzde 126 olmuş. İnsan bu verileri okuyunca ilk aklına gelen soru şu oluyor: Peki asgari ücret, emekli maaşı, benim maaşım ne kadar arttı? Özellikle büyük kentlerde yaşayan, yüz binlerce işçi emekçi olarak konut sorunuyla karşı karşıyayız. Örgütsüz olduğumuz sürece, hayat pahalılığına karşı mücadele etmediğimiz sürece, aç kalmanın yanı sıra evsiz barksız kalmakla da yüz yüzeyiz.