
Türkiye’nin birçok kentinde işçiler, sendikalaştıkları için işten atılıyorlar. Patronlar, bir araya gelen ve hakları için sendikalaşan işçileri işsiz bırakarak cezalandırmayı ve iradelerini kırmayı amaçlıyorlar. Ancak sermaye sınıfının pervasız saldırılarına boyun eğmeyen işçiler kölece çalışma koşullarına, hak gasplarına ve sendikasızlaştırmaya karşı seslerini yükseltmeye devam ediyorlar. Patronların tehditlerine ve saldırılarına karşı geri adım atmayan işçiler, çeşitli kentlerde sendikalarıyla birlikte direnişe geçiyor, mücadele ediyorlar.
Amazon Depo işçilerinin sendikalaşma mücadelesi sürüyor
Amazon’un Türkiye’deki deposu Ceva Lojistik’te çalışan işçiler, sendikaya üye olduğu için işten atıldı. Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası DGD-SEN’e üye olan işçiler, Kocaeli Dilovası’nda bulunan depo önünde eylemlerini sürdürüyorlar. “Amazon’a sendika girecek, başka yolu yok” diyen işçiler, insanlık dışı koşullarda çalıştırıldıklarını, hapishane tipi gözetime, baskıya ve mobbinge maruz kaldıklarını anlatıyorlar. Bu aşağılık uygulamalara ve sendikal baskılara boyun eğmeyeceklerini söyleyen Amazon Depo işçilerinin mücadelesi sürüyor.
MCP Seramik’te işten atma saldırısı
İzmir Kemalpaşa’da bulunan MCP Manisa Seramik Ürünleri fabrikasında çalışan işçiler, çalışma şartlarının ve mevcut haklarının iyileştirilmesi için Kristal-İş Sendikasına üye oldu. MCP Seramik’in patronu sendikaya üye olan 17 işçiyi işten attı. İşten atma saldırılarına ve sendikal baskılara karşı işçiler ve sendika yöneticileri, çeşitli demokratik kitle örgütlerinin desteğiyle 8 Haziranda fabrika önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş yaptı.
Çetintaş Mart ayı içerisinde fabrikada çoğunluğu sağladıklarını ve bakanlığa yetki başvurusunda bulunduklarını hatırlatarak, işverenin yetki başvurusu sonrası işçilere baskı yaptığını aktardı. “İşçilere yönelik baskılardan ve e-devlet şifresi isteyerek alenen suç işlemekten vazgeçin. İşçilerin sendika hakkına saygı duyun. Fabrika içindeki İşçi Sağlığı ve Güvenliği tedbirlerini derhal alın. İşçilerin can güvenliğini riske atarak 16 saat çalıştırmaya zorlamayın” diyerek fabrika yönetimine seslenen Çetintaş, işten atılan işçiler işe alınana kadar mücadeleyi kararlılıkla yürüteceklerini belirtti.
İstanbul Finans Merkezinde direnişe geçen işçiler kazandı
İstanbul Finans Merkezi şantiyesindeki Gür Yapı ve Polygon Grup işçileri, geriye dönük fazla mesai ücretlerini, ihbar ve kıdem tazminatlarını alamadıkları için sendikalarıyla birlikte 8 Haziranda direniş başlatmıştı. Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) ve İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) üyesi işçiler, tüm haklarını alana kadar direnişe devam edeceklerini söylemişlerdi. Taşeron şirketler tarafından hakları gasp edilen inşaat işçileri, 9 Haziran sabahı direnişlerini Ataşehir Emlak Konut GYO önüne taşımıştı.
İşçilerin kararlı bir şekilde mücadele etmeleri ve geri adım atmamaları sonucunda direniş 2. gününde kazanımla sonuçlandı. İnşaat İş-Sendikası, sosyal medya hesabından direnişin kazanımla sonuçlandığını duyurdu. “Yine Birlikte Yine Omuz Omuza ve Yine Kazandık” başlığıyla yapılan paylaşımda, işçilerin tüm taleplerinin kabul edildiği belirtildi.
Acarsoy Tekstil’de direnen kadın işçiler: “Korkmuyoruz, susmuyoruz, kazanacağız!”
Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Acarsoy Tekstil’de Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan dört kadın işçinin fabrika önündeki direnişi devam ediyor. Direnişin 89. gününde emekten yana örgütler ve sınıf dostlarıyla birlikte coşkulu bir basın açıklaması gerçekleştirildi. 10 Haziranda Acarsoy Tekstil önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Öz İplik-İş Örgütlenme Uzmanı Serkan Açıcı, dayanışma gösteren emek dostlarına teşekkür ederek sözlerine başladı. Açıcı, “Sendikaya üye olmak anayasal bir haktır. Sendikalaşmayı engellemek ise suçtur. Çalışanların sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı duyun. Baskıcı tutumdan vazgeçin. Acarsoy Tekstil A.Ş suç işliyorsunuz” diyerek fabrika yönetimine tepkisini dile getirdi. Mücadeleyi sonuna kadar götüreceklerini söyleyen Açıcı, Acarsoy direnişçileri için 15 Haziranda yapılacak olan dayanışma gecesine tüm emek dostlarını davet ederek konuşmasına son verdi.
Açıcı’dan sonra direnişçi kadınlar söz aldı. Fabrikadaki insanlık dışı çalışma koşullarını aktaran Öznur Mantarcı şunları söyledi: “Bizlere kuyu suyu içirdiniz. Yeri geldi lavaboya bile gidemedik. İşe alırken iki sene hamile kalmayacaksın diye kâğıt imzalattınız. Ne hakla yaptınız bunları. Bizler işten eve geldiğimizde evlatlarımızla ilgilenemez olduk. Makinelere bizler can verirken sizler bize söz hakkı tanımadınız. Anayasal hakkımızın tanınmasını istiyoruz. İnsanca bir yaşam istiyoruz.”
Sendikaya üye oldukları için işten atıldıklarını vurgulayan Selinay Yılmaz “Yüzde 70’i kadın olan bir fabrikada şeflerin, ustaların rahat ettiği işyerinde bizler kadın işçi olarak değil meğerse zulüm gören kadınlar olarak çalışıyormuşuz. Patronun iki dudağı arasındaki yarınlarımızı kurtarmak için çabaladık. Yalan beyanlarla işimize son verildi. Bizler 45 derece içerisinde çalışırken, klimalı odalarınızdan kalkıp elemanlarınızın hakkını vermek zor geldi. Ama hak verilmez alınır. Biz de hakkımızı almak için buradayız, pes etmiyoruz” diyerek inatla mücadele edeceklerini belirtti.
Dilek Dündar ise şunları söyledi: “Üç kuruşluk maaş karşılığında patronların hayallerini gerçekleştiriyoruz. Ay sonunu nasıl getireceğiz diye düşünürken onlar servetlerine servet katıyorlar. ‘Mutluluğu dışarıda aramayın, Acarsoy’da arayın’ diyor patron vekilleri. Zamanının %30’unu bizim mutluluğumuz için harcadığını söyleyen patron vekili, siz yanımızdan geçerken kolay gelsin demekten bile acizdiniz. Bu mu sizin mutluluk anlayışınız? Bizler çocuklarımızın ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanırken, siz kolejlerde okuttunuz çocuklarınızı. Yatlarda tatil yaptınız. Bu dünyada sadece siz ve çocuklarınız yok. Haklarını gasp ettiğiniz işçiler ve onların çocukları da var. Sizler bugün lüks villalarda oturup, lüks araçlarda geziyorsanız onlarda bizim alınterimiz var. Bizim burada olmamızdan rahatsız olan Acarsoy patronu ve onun vekillerine sesleniyorum. Bizler emeğimizin ve gasp ettiğiniz haklarımızın peşindeyiz. Bizler çocuklarımıza onurlu bir mücadele, onurlu bir geçmiş bırakacağız. Peki ya siz? Bir de patronun içeride kadın bir vekili var. Karşısındaki kadın işçiye susmazsan, ustana cevap verirsen bu zamanda herkes her şeyi yapabilir diyerek Emine Bulut cinayetini hatırlatan patron vekili kadın, bak biz buradayız, dört kadın dimdik ayaktayız. Gel ve yine söyle bize, susun yoksa boğazınızı keserler de. Hadi susturun bakalım bizi gücünüz yetiyorsa! Çıkın dışarı da gözlerimize bakın bakalım, korkuyor muyuz? Korkmuyoruz, susmuyoruz, direniyoruz, kazanacağız!”
Ağaç A.Ş. işçilerinden dayanışma çağrısı
bto-sen.webp [5]

İBB iştiraklerinden birisi olan Ağaç A.Ş.’de çalışan işçiler, üyesi oldukları DİSK’e bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri (BTO-Sen) Sendikasının sosyal medya hesabından bir açıklama yayımladı. Açıklamada çalışma koşullarını, örgütlenme sürecinde karşılaştıkları saldırıları ve verdikleri mücadeleyi anlatan işçiler, bugüne kadar verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını söyleyerek İstanbul halkına dayanışma çağrısında bulundu.
İşçiler, örgütlenme sürecinde mobbinge maruz kalmış, görev yerleri değiştirilmiş, işten atılmışlardı. Bu saldırılar karşısında 24 Şubatta 28 şantiyede iş bırakan işçiler, CHP yetkilileriyle görüşmek ve taleplerini iletmek için CHP il binasının önüne gitmiş, görüşme talepleri kabul edilmeyince oturma eylemi başlatmışlardı. Atılan işçilerin geri alınması, sürgün edilen ve görev yeri değiştirilen işçilerin eski görev yerlerine geri dönmesi ve mobbinge son verilmesi taleplerinin kabul edilmesi üzerine de eylemlerini sonlandırmışlardı.
Ne var ki işçiler verilen sözlerin hiçbirinin yerine getirilmediğini, sendikal nedenlerle işten çıkarmaların dahi durmadığını söylüyorlar. Verdikleri haklı mücadelede İstanbul halkının desteğini ve dayanışmasını bekliyorlar.