
Sakarya Hendek’te Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada 7 işçi yaşamını yitirmiş, 127 işçi yaralanmıştı. Patlamada yaşamını yitiren işçiler, ölümlerinin ikinci yılında fabrika önünde anıldı. Anmaya işçi aileleri ve avukatları, çeşitli siyasi parti temsilcileri, sendika temsilcileri ile emekten yana kurumlar katıldı.
Anmada ilk olarak davanın avukatlarından Can Atalay’ın cezaevinden gönderdiği dayanışma mesajı okundu. Ardından yakınlarını yitiren aileler söz aldı. Patlamada hayatını kaybeden Sebahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Göktepe: “Bu dava olası kasıt davası. Bile bile öldürme davası. Benim kardeşim bir ay önce dedi, “abla biz patlayacağız.” Sesimi duyun. Bunlar 5-6 yılla çıkmasın. Bunlara müebbet versinler. Bu ülkede katil olmak çok ucuz. Öldürün, yedi yıl, beş yıl yatın, çıkın. Bu ülke artık değişsin, bu adalet sistemi değişsin artık” dedi.
Patlamada yaşamını yitiren işçilerden Halis Yılmaz’ın kardeşi Mervenur Yılmaz ise şöyle konuştu: “İki yıldır acımızı yasımızı içimize gömdük adalet mücadelesi verdik. Fakat 28 Şubatta biz bir katliama daha şahit olduk. 28 Şubatta adalet katledilerek 7 işçinin yanına gömüldü. Katiller katliamlarına Recep Tayyip Erdoğan’ı, Vedat Bilgin’i, Süleyman Soylu’yu referans gösterdi. Mahkeme heyeti katillere iyi hâl indirimi verdiği yetmezmiş gibi üst düzey yöneticiler hakkında suç duyurusunda dahi bulunmadı. Biz Vedat Bilgin’e sorduk, düzenli olarak denetlenen bir fabrikada nasıl kaçak üretim olur, nasıl ruhsatsız binalar olabilir, nasıl denetimler önceden haber verilir? Soylu’ya, Erdoğan’a sorduk, biz onların adını anmaya dahi çekinirken katillerin dilinden onların ismi düşmedi. Madem siz katillere, sermayedarlara patronlara kıyamıyorsunuz, madem gerçek sorumluları yargılamıyorsunuz, benim abimi bana geri getirin o zaman… Katillere hesap sormayan hukukunuz, benim babama, evladını paramparça teslim almış babama jet hızıyla iddianame hazırladı. Hapisle de canımızla da tehdit etseniz sizin yüzünüze nasıl bir işçi katili olduğunuzu haykıracağım her zaman.”
Tıpkı Soma’da, Ermenek’te olduğu gibi Hendek’te de işçi kardeşlerimiz sermayenin çıkarları için kurban edildi. İşçi ailelerinin açtığı davalar yıllarca sürerken, katliama sebep olan sorumlulara ödül gibi cezalar verildi. Patronların kâr hırsı her geçen gün daha fazla işçiyi ölüme gönderiyor. Tepeçınar’ın ablasının dediği gibi, sermayenin çıkarlarını koruyan bu adalet sistemi değişmelidir. Adalet sistemini değiştirecek olan da işçi ölümlerini durduracak olan da işçilerin örgütlü mücadelesidir.