
Büyüklerimiz derler ya “bugün bana yarın sana” diye. Haksızlıklar, düşük ücretler, geçim sıkıntısı ve daha bir sürü sorun bizi eni sonu mücadeleye bağlıyor! Haksızlığın karşısında durabilmek, haklarımıza sahip çıkabilmek için yan tezgâhtaki işçi kardeşimizle birlik olup mücadele etmek zorundayız. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler de vardır tabii. Ama biz bilinçli işçiler olarak biliyoruz ki patronların haklarımıza dokunmadığı, saldırmadığı bir an bile yoktur. Amaçları biz işçileri bölüp ayrıştırıp birlik olmamızı engelleyip kendi sorunlarımızdan uzak tutmaktır. Bizler de sınıf dayanışmasının önemini bilen işçiler olarak sendikalaştıkları için işten atılan Asen Metal işçisi kardeşlerimizi sık sık ziyaret ediyoruz.
Birbirimize karşı hiç yabancılık çekmiyoruz. Çünkü aynı sınıfın evlatlarıyız ve sorunlarımız da bu sorunların çözüm yolu da birbirinden farklı değil. Bize her ziyaretimizde içten gelen bir coşkuyla “sizinle moral buluyoruz, siz hep gelin” diyorlar. Sohbet ettiğimiz direnişçi işçilerden biri “sanki sizleri yıllardır tanıyor gibi hissediyorum” diyor sohbet ilerleyince. Okulların da tatil olması vesilesiyle direnişçi işçiler çocuklarıyla birlikte tutuyorlar direniş yerinin yolunu. “Çocuklarımız şimdiden öğrensinler, görsünler anne babalarının ne için mücadele ettiğini. Burası bir okul biz burada çok şey öğreniyoruz. Çocuklarımız da bunun bir parçası olsunlar. Belki şimdi anlamayacaklar. Ama büyüyüp işe başladıklarında, haklarını aramaları gerektiğinde ‘benim annem, babam da direniş yaşadı, hakkını aradı’ diyecekler. Çocuklar da burada birbirleriyle arkadaş oldular bizim gibi” diyor mutlu bir şekilde direnişçi işçilerden biri.
Bizler de bu ziyaretlerden sonra fabrikanın yolunu tutup çalışmaya gittiğimiz için, direniş çadırından moral bularak ayrılıyoruz. Bu çocukların küçük yaşlarında anne ve babalarının direnişlerinde yer almalarını bir şans olarak görüyoruz. Çünkü onlar da büyüdüğünde birer işçi olacaklar ve haksızlıklara karşı mücadele etmeleri gerektiğini bilecekler.
Yapay ayrımlara kanmadan, kararlılıkla mücadele eden sınıf kardeşlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Biz bunu geçmişteki deneyimli işçi büyüklerimizden öğrendik. Biliyoruz ki birlikte mücadele eden kazanır. Bu direniş yalnız Asen Metal işçisi kardeşlerimizin değil, Türkiye’deki tüm işçi kardeşlerimizin direnişidir. Oraya yolunuz düştüğünde sınıf kardeşlerimizden selamınızı ve güzel bir sohbeti esirgemeyin. Grev ve direnişleri ziyaret etmek tüm işçi kardeşlerimizin görevidir. Geçmiş mücadele deneyimlerinden biliyoruz ki bir işyerinde yaşanan kazanımlar başka işyerlerine de mücadeleyle kazanımların yollarını açmıştır. İşte Asen Metal işçisi kardeşlerimizin de kazanımı güçlü dayanışma ve desteklerle mümkün olacaktır. Başka işyerlerindeki işçi kardeşlerimize de anlamlı bir örnek olacaktır! Mirasımız mücadele geleneğimizdir. “Gücümüz birliğimizdir, kimse bozamaz onu!” Yaşasın sınıf dayanışması!