
Kültürümüzde son derece önem verilen geleneklerden biridir misafirperverlik. Misafir davetsiz de gelse davetli de gelse mümkün olduğunca evin başköşesinde ve en iyi şekilde ağırlanır. “Misafir sevmeyen insanın dostu az, misafir gelmeyen evin tozu çok olur” der büyüklerimiz. Ve şunları sayarlar: Misafire içten davranılır, dostluğun tadı damaklarda kalır. Misafir olan da içeri buyur edilmek, samimiyet, muhabbet ve sıcaklık görmek ister. Karşılıklı ikramlar yapılır. Misafir gittiği yere eli boş gitmek istemez, misafir eden de misafiri ayrıldığı zaman yanına yolluk verir. Misafirperverliğin olduğu yerde muhabbet olur, mutluluk olur. Misafirlik insanımız için önemli bir sosyalleşme faaliyetidir.
Lakin son zamanlarda bu güzel duygulardan çok utanma ve çekingenliğin hâkim olduğu bir atmosfer yaşıyoruz. İnsanların birbirlerine gidip gelmekten imtina ettiği bir dönemden geçiyoruz. Geçim derdine düşmüş, evinin ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar hanesinde misafir ağırlamanın eskiye göre çok zor olduğunu biliyorlar. Dostlarını, kıymet verdikleri arkadaşlarını gerektiğince ağırlayamamanın verdiği kaygıyla misafir davet etmekten uzak duruyorlar. Aynı şekilde paranın pula döndüğü, alım gücünün eridiği bu günlerde misafir olmanın da gittikleri yere fazladan bir masraf, bir ekonomik yük getireceğini biliyorlar. Hem dostlarına, arkadaşlarına yük olacaklarını düşünüyorlar, hem de eli boş gitmenin ezikliğini yaşıyorlar.
Artık çarşı pazarın alev aldığı, insanların kasap ve market reyonlarına sadece uzaktan bakabildiği bir dönemden geçiyoruz. Derinleşen yoksulluk, eski kuşaklardan büyüklerimize onlardan da bizlere aktarılan misafirlik kültürünü olumsuz etkiledi. Egemenlerin bozuk düzeninde her sorun birbirini tetikliyor. Kapitalist düzenin yarattığı sorunlar, ekonomik ve siyasi krizler, derinleşen yoksulluk emekçiler açısından sosyalleşmeyi adeta ortadan kaldırdı, misafir olmanın, misafir ağırlamanın çilesini koydu. Dostluk, sevgi ve muhabbeti hissetmek, büyütmek, kaynaşma ve yakınlaşmayı arttırmak için de bu düzene karşı mücadele etmek bir zaruret oldu.