
Yalova Sefine Tersanesinde 19 yaşındaki genç işçi Yasin Demirdağ 17 Ağustosta yüksekten düşerek feci şekilde can verdi. Olayın ardından Demirdağ’ın cansız bedenine iş güvenliği uzmanları tarafından kemer takılmak istendiği ve tersane işçilerinin bu duruma müdahale ettiği haberi geldi. Gencecik bir işçi iş cinayetinde yaşamını kaybetmesine rağmen, şirket yetkilileri sorumluluk almayarak işçiyi suçluyor, işçinin kurallara uymaması nedeniyle kazanın gerçekleştiğini iddia ediyor. Oysa sendikaların ve bağımsız çok sayıda iş güvenliği uzmanının da dikkat çektiği üzere, işçinin iş cinayetine kurban gitmesinin sorumlusu işverendir! Zira işveren gerekli önlemlerin alınmasından yükümlüdür!
Gerek tersane işçileri gerekse de Limter-İş Sendikasının yöneticileri, kanlar içinde yerde yatan Demirdağ’a patron talimatıyla kemer takılmaya çalışıldığının altını çiziyorlar. Benzeri sayısız örnekten inşaatlarda, tersanelerde yüksekten düşüp hayatını kaybeden işçilerin cansız bedenine kemer takıldığını, yanlarına baret konulduğunu biliyoruz. Sermaye sınıfının vicdanı yoktur! Peki, işveren sözcülerinin iddia ettiği gibi işçinin üzerinde kemer olduğu halde, güvenlik lanyardını (kancasını) bağlamadığını varsaysak dahi durum değişir mi? İşverenin bu iş cinayetindeki sorumluluğu ortadan kalkar mı? Tersane gibi tehlikeli bir sektörde metrelerce yükseklikte bir işçi nasıl kemer takmadan çalışabilir? Neden denetim yapılmaz, neden buna göz yumulur? İşveren işyerinde güvenlik önlemlerini almak ve uygulatmakla yükümlüdür. İşçinin olası bir kural ihlali yapması da işverenin sorumluluğundadır. Kaldı ki tersanede güverte ile ambar arasında çelik “yaşam halatı” olsa bu iş cinayeti gerçekleşir miydi?
Sermayenin vicdanı olmadığı gibi utanması da yoktur. Öyle ki kanlar içindeki arkadaşlarına yapılan müdahaleye sessiz kalamayan ve doğal bir insani refleksle bu duruma tepki gösteren 35 işçi ertesi gün bir çırpıda işten çıkarıldı. Hatırlanacak olursa Soma’da 301 maden işçisinin iş cinayetine kurban gitmesinin ardından, bu durumu protesto eden bir işçi dönemin Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Yardımcısı Yusuf Yerkel tarafından yerde hınçla tekmelenmişti. Bu suçluluk psikolojisi değil midir?
Patronlar işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine, mesela madenlerde yaşam odalarına, inşaat ve tersanelerde çelik yaşam halatlarına maliyet gözüyle bakıyorlar. Güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle her ay yüzlerce işçi kardeşimiz can veriyor. Her seferinde de suçlu artık hayatta dahi olmayan işçi oluyor, bu durumu protesto edenler de cezalandırılıyor. İş güvenliği önlemlerini almayarak cinayet işleyen patronlara ne ceza veriliyor, ne de ders çıkarılıp gerekli önlemler alınıp denetimler gerçekleştiriliyor.
İSİG Meclisi’nin yayımladığı rapora göre, 2022 yılının ilk 7 ayında tersane, gemi ve liman iş kolunda 26 işçi, son 8 yılda tersane ve gemi sektöründe 226 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Türkiye’de her ay ortalama 150 işçi iş cinayeti sonucunda can veriyor. Rakamların dili soğuk olsa da bu veriler durumun vahametini göstermektedir. Çalışırken ölmemek için sermayenin kâr hırsının kurbanı olmamak için işçiler örgütlü bir tepki ortaya koymak zorundadır.