
Patronların tüm derdi daha fazla kâr elde etmek, sermayelerini daha fazla büyütmektir. Onlar için başarı budur ve bu başarıya ulaşmak için her kılığa girer, her yolu denerler. Kadın patronların kadın sorununu kendi önlerini açmak için kullanmaları buna örnektir! Mesela fabrikayı kapatma kararı alıp üç yüzden fazla işçiyi kapının önüne koyan ve haklarına çöken ETF’nin kadın patronu! Katıldığı toplantılarda, sempozyumlarda kadın ustalar yetiştirmekle, istihdamı arttırmakla övünmesi, kadın hakları savunucusu imajı çizmesi ne yazık ki işçilerde de ciddi yanılsama yaratmış durumdaydı. Ta ki yıllarca emek harcadıkları fabrikanın kapısına kilit vurulana, emek hırsızlığı üzerine kurulu düzenin gerçekleriyle yüzleşene dek…
Yıllarca ağır baskı koşullarında çalışan işçi kadınlardan biri, “patronumuz kadın olduğu için bizi daha iyi anlayacağını düşünüyor, gurur duyuyorduk, yanılmışız. Emekli oluncaya kadar burada çalışacağımızı sanıyorduk. Kadın hakları diyordu, hani nerede? Emek hırsızı, şimdi bizim hakkımızı yiyor, biz kadın değil miyiz? Nasıl zengin olduğu anlaşılıyor” diyor. Bir başka direnişçi ise şöyle diyor: “Şimdi gerçekleri görüyoruz, sermayenin kadını erkeği yokmuş. Fabrikanın kapanacağını öğrendiğimiz halde haklarımızı tamamen alamayacağımızı anlayana kadar canla başla işimizi en iyi şekilde tamamlamalıyız diye düşündük. Yıllarca robot gibi çalıştırıldık. Mavi, Columbia, Adidas gibi markalara çalışıyor, firma büyüdükçe disiplin adı altında baskı ve mobbing artıyordu. Tuvalete kaç kez gittiğimiz kameralardan ve ustalar tarafından takip ediliyordu. İki mola arasında birden fazla gidemezdik.”
İşte ETF patronunun “kadın işçiler, kadın ustalar yetiştiriyorum, iş öğretip meslek edindiriyorum” reklam tabelası ardındaki sırrı budur: Kadın emeğinin ucuz işgücü olması, “disiplin” koşullarına erkeklerden daha hızlı uyum sağlaması ve elbette devletten alınan ballı teşvikler! Bu kadın patron kriz dönemlerini kadın istihdamına yönelerek daha kolay yönetebilecekleri konusunda sektördeki diğer patronlara akıl vermekten de geri kalmıyor. Kadın istihdamını arttırarak kadının toplumdaki konumunu güçlendirmekten ve kadın haklarından bahseden, kadına yönelik şiddete karşı çıkan ikiyüzlü patronlar için esas olan sermayenin çıkarlarıdır, gerisi teferruattır! İster kadın ister erkek olsun patronların, hak mücadelesiyle karşılarına çıkan işçilerin üzerine polisi saldırtmaktan, şiddet uygulamaktan bir adım bile geri durmadıklarına defalarca şahit olduk. Nitekim ETF’nin kadın patronu da içerideki malları kaçırdığı sırada karşısına dikilen ve aralarında hamile bir kadın işçinin de olduğu direnişçilerin üzerine kamyon sürdürmekten geri durmadı. Çevik kuvvet acımasızca işçilere saldırdı. Özetle ETF patronuyla kadın işçiler arasında cinsiyet haricinde en ufak bir ortak yan yoktur. Bu sınıfsal gerçekliği berrak bir biçimde kavramalı ve sınıfımızın safında yer alıp kadınıyla erkeğiyle güçlü birliğimizi örgütlemeliyiz!