Bazen bir şarkı, alır götürür bizi dünyanın ta öbür ucuna. Söylendiği dili bilmesek de anlarız ve hissederiz anlattıklarını. O şarkıları söyleyen kalabalıkların coşkusunu duyarız ta içimizde. Tıpkı “zulme ve yoksulluğa paydos, kıralım zincirlerimizi, örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” diye şarkılar söyleyen Şilili emekçiler gibi. Onların bu şarkısına kulak verdiği ve kuşaklardır şarkılarını söylediği ozanları Victor Jara bizim de ozanımızdır. Vamos por Ancho Camino şarkısında Şilili emekçileri zalimlere karşı mücadeleye çağırırken, aslında dünyanın tüm emekçilerini de aynı mücadelenin bir parçası olmaya çağırır.
Gelin, benimle gelin
Gelin, benimle gelin
Yürüyelim geniş yollardan
Yeni bir talih/gelecek doğacak, gelin
Victor Jara gelecek güzel günlere olan inancını şarkılarında, şiirlerinde dile getirdi, yaşamı boyunca emeğin mücadelesinde yer aldı. İşçi sınıfının mücadelesine gönül vermiş, işçi sınıfının şarkılarını yapan UİD-DER Müzik Topluluğu, UMUT olarak o yürekli insanı selamlıyoruz.
Her Eylül ayında yüreğimizde öfke harlanır yeniden. Karanlık ellerin, darbecilerin bizden kopardığı, yitirdiğimiz o güzel insanlar gelir aklımıza. O karanlık eller ki umudun düşmanıdırlar. Baskılara, zorbalığa karşı yan yana duran, birbirlerinden güç alan insanların umudunu boğmaya çalışırlar. Nasıl ki 1970’li yıllarda Jara’nın doğup büyüdüğü topraklarda umudu boğmaya çalışanlar olduysa, 1980’lerde de yaşadığımız bu topraklarda umudu boğmak isteyenler oldu. Mesele Victor Jara için de bizim için de aynıdır; önemli olan tarafını bilmektir. Müziğinle, mücadelenle, yüreğinle tarafını bilmek. O, Şili’de boyun eğmedi, burada da bizimkiler boyun eğmedi. Bu nedenle Eylül ayı bizim için hem hüznün, hem öfkenin, hem de umudun iç içe olduğu bir aydır.
Gelin, benimle gelin
Gelin, benimle gelin
Toprağın bağrına doğru
Onunla filizleneceğiz, gelin
Victor Jara bu düzene olan öfkesini şarkılarıyla dile getirdi. Özgürlüğü, gelecek güzel günleri anlattı gitarıyla. “Gitarım ne zenginlerin malıdır ne de yardakçılarının” diyerek dertlerini dile getirdiği işçi sınıfının bir parçası olduğunu anlattı. Milyonlarca el onun umut dolu şarkılarını alkışladı, onunla birlikte şarkı söyledi. “Bizi daha iyi, daha insanca bir yaşam kurma isteği ve özlemi birleştiriyor” diyen Jara yaşamı elinden alınırken dahi bu inancından vazgeçmedi ve asla boyun eğmedi.
Nefret geride kaldı
Asla geri dönme, ilerle denize doğru!
Bir ırmaktır şarkın
Güneş ve rüzgârdır
Kuştur, barışı ileten
Arkadaş, oğlun yürüyor
Kardeş, yürüyor anacığın
Yürüyorlar geniş bir yoldan
Sıçrayarak buğdaylardan, yürüyorlar.
Baskıların, yasakların olduğu zor zamanlardan geçiyoruz. Dün nasıl ki Jara’nın konserleri basılıp dağıtılıyor ve yasaklanıyorsa, bugün de konserler yasaklanıyor, şarkılar susturuluyor. Çünkü müziğin insanları aynı duygular etrafında birleştirici büyük bir gücü var. Bu vesileyle bir araya gelen insanlar birbirlerinden güç alıyor ve yalnız olmadıklarını hissediyorlar. İşte bu nedenle yasakları koyanlar toplumun duygu birliğini dağıtmak, yok etmek istiyorlar.
Bizler de böyle zamanlarda o duygu birliği için işçi sınıfının mücadele ezgilerine kulak ve ses veriyoruz. Farklı sektörlerde çalışan ve müzikle ilgilenen işçiler olarak, insanlığın özgürlük mücadelesini dile getiren bir müzisyeni anmak bizler için çok değerli. Victor Jara, karanlık zamanları aydınlatan bir ses oldu. Onun umut şarkılarını dinleyerek gelecek güzel günlere olan inancımız daha da güçleniyor.
Gelin, benimle gelin
Gelin, benimle gelin
Rüzgârın saati geldi
Sessizliği yırtarak gelin
Bugün dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca insan bir araya gelip meydanlara çıkıyor ve yumruklarını havaya kaldırarak haykırıyor. Baskılar ve yasaklara karşı öfkeli sesler çoğalıyor, hoşnutsuzluk büyüyor. Yoksulluğa, savaşa ve adaletsizliğe karşı sessizlik yırtılıyor. Öyleyse Jara’nın şarkısından hareketle şu sözlerle bitirelim:
Gelin, bizimle gelin
Birlikte geçelim özgürlük şarkıları söyleyerek o geniş yollardan.
Gelin, bizimle gelin.