Karayip ülkesi Haiti’de emekçiler Ağustos ayından bu yana protesto gösterileri düzenliyor. Başta yoksulluk olmak üzere büyüyen sorunlarını dile getirerek “artık yeter” diye haykırıyorlar. Haiti halkı Eylül ayında isyanı daha da büyüttü. Hükümetin akaryakıttaki devlet desteğini kaldırdığını ve akaryakıt fiyatlarına yüzde 100’ün üzerinde zam yapıldığını açıklaması üzerine başkent Port-au-Prince’de başlayan eylemler ülke geneline yayıldı. Sefalet çukuruna itilen emekçiler, bu zammı kabul etmediklerini, krizin faturasını ödemeyeceklerini haykırıyorlar.
İşçi ve emekçiler hayat pahalılığına ve artan şiddet olaylarına karşı Ağustos ayı boyunca kitlesel protesto gösterileri düzenledi. Temel ürünlerde indirim yapılmasını ve giderek artan çeteleşme ve insan kaçırma olaylarına karşı toplumun güvenliğinin sağlanmasını talep etti. Öfkesi giderek artan işçiler meydanlarda “Başbakan İstifa” sloganını yükseltti. Tüm bunların üzerine gelen akaryakıt zammı, enflasyon karşısında beli bükülen işçiler için çok daha büyük bir yoksullaşma hatta açlık anlamına geliyor. Hükümet ise bunun bir zorunluluk olduğunu ileri sürerek krizin tüm yükünü emekçilerin sırtına yıkıyor. Sadece ulaşım için değil elektrik ve yemek pişirmek için yakıta ihtiyaç duyan emekçiler bu zammın kendileri için felaket olduğunu dile getiriyorlar.
2021 yılında Devlet Başkanı Jovenel Moise’nin öldürülmesinin ardından Haiti’de egemen sınıfın kendi içindeki güç ve iktidar savaşı kızıştı. Bir ay sonra 2 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve çok daha fazlasının evsiz kaldığı korkunç bir deprem yaşandı. Enflasyon hızla yükseldi. Ülkedeki şiddet olayları arttı. Tüm bunlar emekçilerin yaşamını cehenneme çevirdi. Birleşmiş Milletlerin hazırladığı rapora göre sadece geçtiğimiz Temmuz ayında 200’den fazla insan çete cinayetlerinde öldürüldü. Ülkede derinleşen kaos ve yoksulluk emekçiler için katlanılabilir olmaktan çıkmış durumda. “Gerçek çeteler ve gerçek haydutlar takım elbise giyenlerdir” diyen emekçiler egemenleri hedef alıyor ve mücadele etmekten başka bir yol olmadığını dile getiriyorlar. Barikatlar kurarak yolları kapatan, kimi devlet binalarını ateşe veren, marketlerdeki mallara el koyan emekçiler zamların geri alınmasını, temel ürünlerde indirim yapılmasını, güvenliğin sağlanmasını ve hükümetin istifa etmesini talep ediyorlar.
Haiti’de sorunlar yeni değil, yoksul halk yıllardır büyük isyanlarla bu duruma öfkesini ortaya koyuyor. Ülkede yaşananlar kapitalizm dünyasının işçi sınıfı için nasıl bir dünya olduğunu gösteriyor. Kapitalizmde zenginlerin cenneti yoksulların cehennemi üzerinde yükseliyor. Bu nedenle kapitalizmin tüm dünya işçilerinin ortak çabası ve mücadelesiyle yıkılması gerekiyor.