İngiltere’de Kraliçe II. Elizabeth’in ölümünün ardından ulusal yas ilan edildi. Futbol maçlarının ertelenmesinden komedi programlarının yasaklanmasına kadar bir dizi prosedür izlenirken, işçi sınıfının yükselen mücadelesi de engellenmeye çalışıldı. Kraliçenin ölümü burjuva medyanın tek konusu olurken, propaganda bombardımanına tutulan emekçiler yalan ve menkıbelerle uyutulmak, gerçek gündemlerinden uzak tutulmak isteniyor. İşçi sınıfı, çığ gibi büyüyen hayat pahalılığına karşı yaz ayları boyunca güçlü grevler gerçekleştirmişti. Ancak sendikalar, kraliçenin ölümü üzerine grevleri Eylül ayı boyunca askıya aldıklarını duyurdular. Ne var ki yalnızca kraliçenin şatafatlı cenaze töreni için 9 milyon sterlin harcayan egemenler, hayat pahalılığı krizi yaşayan işçi sınıfına yönelik saldırılarını askıya almadı. Öfkesi büyüyen işçiler, yaşam koşulları kötüleşen milyonlar mücadeleye devam ediyor.
Grev oylamasında yüzde 99’dan yüksek oranda “evet” diyen Liverpool liman işçileri, iki haftalık grevlerine başladı. Kraliçenin cenazesinin düzenlendiği gün olan 19 Eylülde grevlerini başlatan UNITE sendikasına üye yüzlerce liman işçisi, enflasyonun üzerinde ücret zammı talep ediyorlar. Demiryolu şirketleriyle anlaşmazlıkları süren demiryolu sektöründe örgütlü RMT, ASLEF ve TSSA sendikaları da 1 Ekimde tüm ülkede aynı anda greve çıkacaklar. CWU sendikasına üye 115 bin posta işçisi de aynı gün iş durdurarak on binlerce demiryolu işçisine katılacak. 1 Ekimde İngiltere genelinde 200 binden fazla işçi grevde olacak.
Kuzey Londra’da UNITE sendikasına üye yaklaşık 2 bin otobüs şoförü 4 Ekimde greve çıkıyor. Ekim ayı boyunca iş durduracaklarını söyleyen ulaşım işçilerinin talebi de enflasyon oranının üzerinde bir ücret zammı. Otobüs şoförleri talepleri kabul edilene kadar iş durdurmaya devam edecekler.
UNISON sendikasında örgütlenen binlerce üniversite çalışanı, işverenlerin yüzde 3’lük zam teklifi karşısında grev hazırlığına girişti. Bunun üzerine 22 üniversiteden yöneticiler de dâhil olmak üzere temizlik, yemekhane, kütüphane, güvenlik işçileri grev kampanyasına başladılar. Yine eğitim sektöründe örgütlenen UCU sendikasına üye işçiler İngiltere genelinde 26 kolejde grev oylamasına gittiler. UCU üyesi işçilerin yüzde 90’ı greve evet diyerek bozuk eğitim sistemine ve hayat pahalılığına karşı mücadeleye giriştiler. Üniversitelerde de örgütlenme çalışması yürüten ve grev hazırlığında olan UCU sendikasının ve eğitim sektöründeki diğer sendikaların eylemlerini birleştirme çağrıları yaptılar.
Çeşitli kitle örgütlerinin, sendikaların başlattığı “Artık Yeter!” kampanyası, İngiltere’nin büyük şehirlerinde eylem ve gösterilerle, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütüyor. İngiltere işçi sınıfı zorlu kış koşullarına, hayat pahalılığına karşı başlattığı mücadeleyle, sınıf dayanışmasıyla, grev dalgasıyla giriyor.