
DİSK, “İşçilerin 100. Yıl Bildirgesi: Emeğin Türkiye’si İçin Demokratik ve Sosyal Cumhuriyet” başlığıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 31 Ekim Pazartesi günü İstanbul’da DİSK Genel Merkezinde gerçekleştirilen açıklamaya DİSK Yönetim Kurulu Üyeleri ve DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri katıldı.
Basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu gerçekleştirdi. Çerkezoğlu, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının eşiğindeyken ülke olarak bir karar aşamasına gelindiğini belirterek, dünden bugüne Türkiye’de emeğe dönük gerçekleştirilen yıkım tablosunu ortaya koydu. “Sermaye egemenliğinin en vahşi görünümü olarak neoliberalizm, son yarım yüzyılda Cumhuriyet’i enkaza çevirmiştir” diyen Çerkezoğlu, son 20 yılda AKP yönetimi altında siyasal demokrasinin ve hukuk devletinin en küçük olanaklarının da yok edilerek otokratik rejim kurulduğunu ve neoliberal saldırın bu rejim altında devam ettiğini belirtti. Bugün dünyanın birçok yerinde demokratik kazanımların gerilediğine, otoriter, baskıcı, ayrımcı, ırkçı iktidarların yükselişe geçtiğine işaret eden Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Her yerde ve her tarihsel dönemde sendikalar başta olmak üzere emeğin örgütlü gücü zayıfladıkça, işçi sınıfının toplumsal ve siyasi gücü geriletildikçe, genel olarak halkın örgütlülüğü engellendikçe demokrasi de gerilemiştir. Türkiye bu gerilemenin en çarpıcı ve hızlı yaşandığı ülkelerden biridir.”
1980 askeri faşist darbeyle işçi sınıfının yükselen mücadelesine ve kazanılmış haklarına yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken Çerkezoğlu, 90’lı yıllarda devreye sokulan neoliberal örgütsüzleştirme saldırılarının bir sonucu olarak bugün Türkiye’deki işçilerin yüzde 90’dan fazlasının sendikal haklardan yoksun kaldığını belirtti. Grev hakkının da gasp edildiğini ifade eden Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Grev hakkı devlet tarafından yasaklama ve ertelemelerle sistematik biçimde ihlal edilerek kullanılamaz hale getirildi. Yine AKP iktidarı döneminde neredeyse tüm grevler hukuksuz bir şekilde erteleme adı altında yasaklandı. Üstelik ülkemizin Cumhurbaşkanı Anayasal bir hak olan grevleri yasaklamayı yerli ve yabancı sermaye temsilcilerine canlı yayınlarda övünerek anlattı, onlardan alkış aldı. Sadece grev hakkının değil salon toplantılarından yürüyüşlere, imza toplamaktan mahkemede hakkını savunmaya kadar her türlü demokratik hak arayışının keyfi biçimde kısıtlandığı ve engellendiği bir ülke, sermayenin bu coşkulu alkışları arasında adım adım inşa edildi.”
Son 2 yılda üretilen değerden emeğin aldığı payın yüzde 37’den yüzde 25,2’ye gerilediğini, sermayenin payının ise 2020-2022 arasında yüzde 42,9’dan yüzde 54’e çıktığını vurgulayan Çerkezoğlu, emeğin ucuzlatıldığı, demokratik hakların tahrip edildiği, kutuplaştırıcı nefret söylemlerinin arttığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kurumsallaştırılarak kadınların güvencesizliğe mahkûm edildiği bir Türkiye yaratıldığını ifade etti. Çerkezoğlu, “Geleceğe umutla bakabilmek için neoliberalizmin ve otoriter rejimin tahribatlarını ortadan kaldıracak ve harcında eşitlik, özgürlük, demokrasi, sosyal ve ekonomik haklar olacak emeğin dünyasını ve Türkiye’sini inşa etmek mümkün ve zorunludur” dedi.