Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Emekçi Gençlik > Okullardan Mücadele Alanlarına

Okullardan Mücadele Alanlarına

Kocaeli/Gebze’den bir genç

06.11.2022

Ekonomik krizin etkileri emekçi aileleri daha da derinden sarsarken okulların açılmasıyla birlikte durum daha da kötü oldu. Adeta bütün hesaplar alt üst oldu. Bir çocuğun okula başlama maliyeti 3 bin lira olunca anne babalar ek mesailere, ek işlere gitmeye başladılar ama buna rağmen hesaplar hep ekside çıkıyor. Sadece bununla da kalmıyor, okula gitmek için kullandığımız otobüs ve servis fiyatları almış başını gidiyor. Okulda beslenme ise tam bir sorun. Kantinlerden aldığımız ürünler ne sağlıklı ne de doyurucu. Bütün bunlar yetmezmiş gibi kantin ürünlerinde de fahiş fiyatlar karşımıza çıkıyor. Bir ailenin, çocuğunun beslenme ve yol ücreti için en az 700-750 lira para ayırması gerekiyor. Durum böyleyken biz öğrenciler de bu duruma sessiz kalamazdık.

Okulda her öğle arası birkaç arkadaşımla beraber aramızda sohbet ediyoruz. Yine aynı şekilde konuşurken biraz yüksek sesle konuşmuşuz. Etrafımıza birkaç arkadaşımız daha geldi ve onlar da sohbetimize dâhil oldu. Konuşmamız cebimizdeki paralarla alâkalıydı. Çünkü onun hesabını yapmadan ne bir kitap alabilirdik ne de kantinden yemek yiyebilirdik. Evet, gerçekten kantinden yemek alırken 2 kere düşünür olmuştuk ve okuldaki herkes böyleydi. Bunu aramızda konuştuğumuzda arkadaşlarım “elimizden ne gelir ki?” diyerek çaresizliklerini ifade ediyordu. Kimseden çıt çıkmadı ve herkes şikâyetçi olmasına rağmen bu duruma göz yumuyordu. Fakat aramızdan birkaç arkadaş bu durumu değiştirebileceğimizi savundular. Ortak fikrimiz önce aramızda bu konuyu iyice tartışıp sonrasında okulumuzun müdürüne durumu iletmekti. Herkes bunu kabul etti.

Çok sevinmiştim. İlk defa sınıf olarak birlikte hareket edecektik, ilk defa birlikte hareket edersek bir şeyleri değiştirebileceğimizi öğrenecektik. Zil çaldı ve herkes yerine geçti. Hocanın gelmesini beklerken düşünüyordum, “acaba bu sohbeti bir dahaki teneffüste nasıl devam ettirebilirdim” diye. Ama ders boştu, hemen sıralar birleştirildi ve sohbete devam edildi. Artık herkes hemfikirdi, fiyatlar daha aşağıda ve daha sağlıklı ürünler olabilirdi. Bunda anlaştık fakat bir sorun vardı. Müdür ile kim konuşacaktı? Kimseden ses çıkmadı ve konu kapandı. Bir sonraki dersimiz de boş olduğu için derse müdür girecekti. Hocamız geldi ve hal hatır sordu. Okulda neler istediğimizi sordu, müdürden pas gelmişti. Bize düşen sadece topa dokunmak kalıyordu ama kimse ayağını uzatmadı. Bu konu böylece gidemezdi, söz alıp hocaya ben ilettim durumu. Şöyle bir süzdü ve dalga geçercesine “ne istiyorsunuz? Bu devirde bedava yemek mi var?” dedi. Olayı daha ciddi ve kendisinin de adı gibi bildiği ekonomik durumlarla anlatınca bizi ciddiye aldı fakat yine de fikrimizi değiştirmeye çalışıyordu. Bize, kantinin çok ucuz olduğunu; dışardaki kafeler, restoranlarla kıyaslayarak anlatıyordu. Kafede çayın 12, kantinde 3,5 lira olduğunu söyleyip, ucuz olduğunu iddia ederek konuyu kapatmaya çalışıyordu. Baktı ki bizi böyle susturamayacak, “tamam, kantinci ile görüşürüm” diyerek konuyu kapattı ve sınıftan çıktı. Biz yaklaşık 1 hafta bekledik ne değişecek diye ama sonuçta hiçbir şey yoktu. Müdüre gidip konuştuklarımızı bir daha hatırlattık ve bu sefer müdür bizi ciddiye almıştı. İki üç gün daha bekledikten sonra kantine indiğimizde fiyatlarda az da olsa bir indirim yapılmıştı. Fiyatlardan ziyade, biz bir sınıf olarak ortak sorunumuzu birlikte hareket ederek çözmüştük. Aramızdan biri, tek başına bu sorunlardan şikâyet etmekle kalsaydı; yüksek ihtimalle geçiştirilecekti. Fakat biz soruna karşı hep beraber ses çıkardığımızda o soruna artık müdür de sessiz kalamadı. Bütün bu olanlardan sonra biz halen öğle arası konuşmalarımıza devam ediyoruz. Artık herkesin kafasında kısmen de bir çözüm yolu var. Birlikte hareket edersek aşamayacağımız zorluk yok!

Evet, okulda küçük bir topluluk olarak küçük bir alanda sonuç almış olabiliriz fakat okulda ve okul dışında da bütün ekonomik sıkıntıları çekenler ailelerimizle birlikte bizleriz. Çoğunluk olan yine bizleriz. Bu sorunlar hepimizin ortak sorunudur. Ortak sorunların çözümleri de ortak olmak zorundadır. Örgütlenerek mücadeleye girmeliyiz. Bir lise öğrencisi olarak tüm gençleri “Yoksulluk Çığ Gibi Büyüyor. Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!” adlı kampanyamızı büyütmeye davet ediyorum. Hepimizin sorunlarını içine alan ve çözüm yolunu gösteren bu kampanyaya daha çok destek verelim. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek ve çok daha emin adımlarla beraber örgütlü mücadeleye UİD-DER saflarında girmeliyiz. Duygularımı Elif Çağlı’nın “Böylesi Yaşamak Değil” adlı şiirinden dizelerle belirtmek istiyorum.

Yaşamak

Güçlü ellerle kavrayıp çelişkiyi

Birlikte dövüşüp

Birlikte büyütmek

Geleceği.

  • Emekçi Gençlik [1]
  • Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı [2]

Kaynak URL: https://uidder.org/okullardan_mucadele_alanlarina.htm?qt-diger_makaleler=1

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/629
[2] https://uidder.org/koseler/simdi_birlik_ve_mucadele_zamani