Hakkında bolca yazılar yazılmış, filmler ve belgeseller çekilmiş, türkülerin konusu olmuştur maden ve maden işçileri. Her biri insanın yüreğine dokunan, emekle sermayenin amansız savaşına ışık tutan pek çok söz edilmiştir. Tıpkı henüz ömrünün baharındayken bizden koparılan Yasin’in sözleri gibi: “Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz.” Henüz 22 yaşında, Amasra’daki madende hayatı çalınan kardeşimiz 1 yıl önce sosyal medya hesabından yazmıştı bu cümleyi.
Yıllar yılı kömür, karaelmas olarak anılmıştır. Muhakkak sömürücü egemenler için elmas kadar kıymetlidir kömür ama madenci için o kapkara bir ömür törpüsüdür. 22 yaşındaki işçi kardeşimiz pek çokları gibi güneşi görmek, ekmek parasını kazanmak için ziftin, katranın, zifirin dünyasına indi. Kömür karasıyla kaplanmış yüzünde güneş kadar sıcak bir gülümsemesiyle bir fotoğraf ve sınıf kardeşlerinin unutmayacağı cümlesi kaldı ondan geriye.
Derler ki az ve öz konuşmak büyük bir tecrübenin ürünüdür. Yasin 22 yaşında genç bir adam. Dört kelime bir edatla, nasıl oluyor da böylesine derin, emeğin çilesini dile getiren ve böylesine şairane cümle kuruyor? Düşünelim biraz, Yasin neleri yaşamıştır ki yarım kalmış kısacık ömründe? Ona bu anlam dolu kısa ve öz cümleyi nasıl bir hayat söyletmiştir? Nesilden nesile aktarılan deneyim ona güneşinin çalındığını öğretti. Ona bir işçi olarak katrana bulanmadan gün yüzü göremeyeceğini öğretti. Hayatımızı sürdürmek, ailemizin geçimini sağlamak için çalışmak zorundayız. Yasin’in çalışma alanı yer altındaki karanlık madendi. O madeni kazarak, alın teri akıtarak geçimini sağlıyordu. O güneşli günlerde nefes alabilmek için karanlığa kazma sallayan madencilerden biriydi.
Kardeşler bu dünyada güzele, tokluğa, sefaya dair ne varsa bizim eserimizdir. Çorak arazilerden sapsarı başaklar bizim sayemizde boy verir. Buz gibi soğuk memleketler bizim sayemizde ısınır. Hasret dolu yürekleri bizim yaptığımız yollar, bizim yaptığımız araçlar kavuşturur. Hastalar bizim sayemizde şifa bulur. Dünyada ve fezada insanlığa faydalı her şey bizim emeğimizle anlam bulur. Ama sömürücü egemenler tüm ürettiklerimize el koyuyorlar. Onlar zevk ve sefa içinde yaşarken bizim evlatlarımız her gün ölüyor. Bizler bunu kabul etmeyen mücadeleci işçileriz. Kazmayı bu köhnemiş gasp düzenine vurup karanlığı yırtmalıyız. Sen bak o zaman güneşin sarısına! Nasıl da yayılıyor tüm insanlığın apaçık alnına!