
İspanya’nın başkenti Madrid’de 600 binin üzerinde işçinin katılımıyla kitlesel bir miting gerçekleşti. 13 Kasımda bir araya gelen işçi ve emekçiler, “Patronların kârı insanların sağlığını öldürüyor”, “Sağlığımız satılamaz”, “Madrid, halk sağlığı için ayağa kalkıyor” sloganları eşliğinde yürüdü. Sağlığın özelleştirilmesine karşı grev ve eylemlerle mücadele yürüten sağlık işçileriyle dayanışmayı büyüten yüz binlerce işçi, “kamusal sağlık hizmeti” talebini yükseltti. İşçi Komisyonları (CCOO) başta olmak üzere sendikaların, sosyalist kurumların, sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa düzenlediği mitingde “Herkes için sağlık, sağlık asla cüzdanına bağlı olmamalı” yazılı pankartlar taşındı.
Madrid bölgesel hükümeti olan sağcı Halk Partisi’nin sağlık sistemini özelleştirmesini protesto eden emekçiler, sağlığa daha fazla bütçe ayrılmasını, sağlık çalışanlarının sayısının arttırılmasını talep ediyor. Madrid’in İspanya’nın kişi başına düşen en yüksek gelire sahip bölgesi olduğunu ancak aynı zamanda sağlık hizmetlerine en az bütçe ayrılan şehri olduğunu belirten işçiler, sağlık adı altında harcanan her 2 avrodan birinin de özel sektöre akıtıldığını ifade ediyor. Sağlık işçileri, hastaların randevu almak için haftalarca bekletildiğini, çalışma koşullarının ağırlaştığını ve sağlık hizmetlerinin kalitesizleştiğini dile getiriyor. Yetersiz olan sağlık polikliniklerinin de kapatılarak, acil servisler adı altında özel işletmelere dönüştürüldüğünü vurgulayan işçiler, herkesin kaliteli ve ücretsiz kamusal sağlık hizmeti almasının bir hak olduğunu haykırdı.
Mitingde yerini alan yüz binlerce emekçi, “Hak verilmez alınır, bu işler böyle yürür!”, “Sağlık satılmaz, savunulur” diyerek sağlık emekçilerinin mücadelesine destek oldu. 21 Kasımda greve çıkacaklarını duyuran sağlık işçileri, taleplerinin derhâl kabul edilmesini istiyor.