
Binlerce turisti Doha Uluslararası havalimanında “Katar’a Hoş Geldiniz” tabelası karşılıyor. Devasa boyuttaki ışıltılı kulelerle, caddeleri süsleyen palmiye ağaçlarıyla ışıl ışıl görünen bir şehir Doha… On binlerce insan 18 Aralık’a kadar sürecek FİFA 2022 Dünya Kupasını izlemek için aktı bu şehre. Açılışta görkemli gösteriler yapıldı. Havai fişekler, ardından dans gösterileri ve ünlülerin konuşmaları, konserler derken Katar’ın ne denli şaşalı bir organizasyonun altından kalktığı tüm dünyaya gösteriliyor. Peki, ya bu ışıltının ardındaki?
Stadyuma giderken göz kamaştırıcı gösterilerin ve yapıların ardında yoksul göçmen mahallelerin derme çatma evleri görünüyor. Bu yoksulluk burjuvaları rahatsız etmiş olacak ki bu derme çatma küçük evler görünmesin diye önlerine duvarlar çekilmiş. Yani yoksulluğu duvarlarla örtmeye çalışmışlar. Katar nüfusunun çoğunluğunu göçmen işçiler oluşturuyor ve göçmen işçilerin yarısı inşaatlarda çalışıyor. Burjuvaların görmek ya da dünyaya göstermek istemedikleri mahalleler işte bu zenginliği üreten işçilerin mahalleleri…
Öyle bir ikiyüzlülük ki bu şaşaanın ardında binlerce emekçinin kanı ve alın teri var. Yoksul emekçiler çocuklarına bir lokma ekmek parası kazanmak için göç yollarına düşüyor dünyanın dört bir coğrafyasından. Katar’da tüm eziyete katlanıp canı pahasına çalışan bu işçiler, 50 dereceyi bulan sıcaklıklarda çok düşük ücretlerle neredeyse 17 saat çalışıyorlar. Zorlu çalışma koşulları sebebiyle işçiler solunum ve dolaşım sistemi bozuklukları yaşıyorlar. Çoğu Nepal ve Hindistan’dan gelen göçmen işçilerin binlercesi iş cinayetlerine kurban gitti. Üstelik turnuvanın oynandığı stadyumların inşaatında! İşte 2022 Dünya Kupası heyecanından geriye insan hakları ihlalleri kaldı. İşçiler için can pazarına dönüşmüş stadyumlardan başka bir şey kazınmadı akıllarımıza. Peki ya yaratılan bu yoksulluğu hangi duvar kapatır?