Yaklaşık bir yıldır yoğunlaşarak artan hak gasplarına karşı Birleşik Metal-İş sendikasında örgütlenmeye başlayan Sinter Metal işçileri, ekonomik kriz bahane gösterilerek toplu halde işten atıldı. Toplu atılmalardan önce sendikal örgütlenme dolayısıyla işten çıkarılan 37 arkadaşını sahipsiz bırakmayan Sinter işçisi, işverenin bu haksız uygulamasına karşı %90 oranında sendikaya üye olarak tepkisini gösterdi. 19 Aralık Cuma günü toplu olarak sendikaya üye olan işçiler 22 Aralık Pazartesi günü kapalı kapılarla karşılaştı ve o gün fabrika önünde beklerken işten atıldıklarını öğrendiler. Buna tepki gösteren işçiler bu hukuksuz uygulamaya karşı meşru haklarını kullanmak için fabrikayı sınırlayan duvarlardan atlayarak işyerine girdiler ve fabrikayı işgal ettiler. Sinter işçisi, “Sendikalı olmak yasal hakkımız ve bu yüzden atıldık. Biz işimize yeniden başlamak istiyoruz, gasp edilen haklarımızı geri almak istiyoruz ve insanca yaşamak istiyoruz” diyor.
Peki, bu yaşanan fabrika işgali her şey iyi gidiyorken birden mi ortaya çıktı? Hayır. Sinter işçisi bu süreci şöyle anlatıyor bize: “Bir yıldır ücretlerde düşmeler yaşanıyor, hakkımız olan erzaklar verilmiyor, ikramiyelerimiz ödenmiyor, maaşlarımızdan kesilen paralarımız içerde bekletiliyor ve bize ödenmiyordu”. Sinter işçisi haklı olarak kendi çıkarlarını ve yasal haklarını korumak için örgütlenmek gereği bilincine ulaşmış ve sendikaya üye olma hakkını kullanmıştır. Patronun tüm sindirme ve sendikasızlaştırma çabalarına karşı işçiler vermeleri gereken yanıtı vermişlerdir. Örgütlü olmanın gerekliliğini ve gücünü zamanla daha fazla kavrayacak olan Sinter işçileri bir yılı aşkındır kendilerine sorulmadan keyfi olarak gasp edilen haklarının nasıl korunabileceğini de dosta düşmana göstermiş oluyorlar. Mücadeleci Sinter işçisi taleplerini şöyle özetliyor: “İşe örgütlü bir biçimde dönmek istiyoruz, ödenmeyen haklarımızın ödenmesini istiyoruz, bizimle ilgili her konuda bizim de görüşümüzün alınmasını istiyoruz.”
Kriz derinleştikçe patronlar işçilere saldırıyor. Çok rahat bir şekilde “kriz var sizi atmak zorundayız” diyor ve attıkları işçi sayısı çığ gibi artıyor. Buna karşı biz işçiler dağılmamalı, sinmemeli, haklarımızı sonuna kadar aramalıyız ve tabii ki bunu yapabilmek için birlik içinde olmalıyız, güçlenmeliyiz, örgütlenmeliyiz.