
Deprem haberini ilk aldığımızda olanlar karşısında korktuk ve oradaki insanlara çok üzüldük. Tabii ki sadece üzülmeyle kalmadık. Oradaki insanlara, depremzedelere yardımcı olmak için ne yapabiliriz, nasıl daha fazla yardım edebiliriz diye düşündük.
Depremzedelerin ihtiyacı olan şeyler oluyor ve bunları karşılamak onlara yardım yapmak da bize düşüyor. Mesela arkadaşlarımızla depremin ilk günlerinde oturduğumuz yere yakın olan bir yerde depremzedeler için toplanan ayni yardımların kolilenmesi için yardıma gittik. Tabi bir tek orada yapılmıyordu, birçok belediyede ve UİD-DER’de de yardımlar yapılıyor ve ihtiyaç sahiplerine gönderiliyordu. Ama UİD-DER’in içindeki dayanışma duygusu çok farklıydı… UİD-DER’e nakdi ve ayni yardımları bir tek yetişkinler yapmıyor. Daha altı yaşındaki bir çocuk bile kumbarasındaki bütün parayı getirip derneğe teslim etti. Burada UİD-DER’in içindeki dayanışma duygusunun daha altı yaşındaki bir çocuğa kadar işlediğini görüyoruz.
Bizler de evimizdeki kışlık kıyafetleri, ailemizin verdiği harçlıklarımızı az çok demeden depremzedeler için dayanışma amacıyla derneğe teslim ettik. Tüm UİD-DER’liler çocuğu genci yaşlısı çorbada bir tuzumuz olsun istiyoruz, elimizden gelen desteği veriyoruz. Dayanışma duygusuyla deprem bölgesindeki işçilere emekçilere yardım elimizi uzatıyoruz. “Dayanışma yaşatır” diyoruz!