Tunus’ta işçiler sendikal baskılara ve yoksullaşmaya “hayır” diyor!
18 Şubatta Tunus’un 9 kentinde sendikal baskılara ve yoksulluğa karşı protesto gösterileri düzenlendi. Tunus Genel İşçi Sendikası UGTT’nin çağrısıyla bir araya gelen binlerce işçi, tutuklanan sendikacıların serbest bırakılmasını ve sendikal baskılara son verilmesini talep etti. İşçiler “Sendikal haklara yönelik saldırılara son”, “Açlığa ve yoksulluğa hayır”, “Kazanılmış haklarımız ayrıcalık değildir” yazılı pankartlar taşıdı. Hükümetin, artan yoksulluğun üstünü örtmek için baskıları arttırdığını ifade eden işçiler, baskılara ve kemer sıkma politikalarına “Hayır” dedi.
Sendikaların düzenlediği protesto gösterilerine katılan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC uluslararası dayanışma mesajını iletti. Eylemin ardından “Tunus’un içişlerine karışılması” bahanesiyle ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch için 24 saat içinde Tunus’u terk etmesi kararı çıkartıldı. Ancak bu yasak karşısında sendikalar ve örgütlü işçiler tepkilerini yükseltti. Bir hükümet darbesiyle tüm yetkileri elinde toplayan ve baskıcı bir rejim kuran Cumhurbaşkanı Kais Saied, “Tunus’u kaostan kurtarmak” gerekçesiyle siyasi parti liderlerini, gazetecileri, sendika yöneticilerini, muhalifleri tutuklattı. Egemen sınıf içindeki çekişmeler artarken açlığa, yoksulluğa ve baskılara karşı mücadele eden işçiler hedefe konuldu.
Söz konusu kendi sınıf çıkarları olduğunda uluslararası sermaye kuruluşlarıyla görüşülmesini “olağan” karşılayan egemenler, işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını büyütme çabalarını “hainlikle” suçluyor. Ancak yıllardır mücadele eden ve diktatörlerden bıkan Tunuslu emekçiler, taleplerini haykırmaya, mücadele etmeye devam ediyorlar. Emekçileri siyasi ve ekonomik kriz cenderesinde bırakan egemenler hangi vaatlerle iktidar koltuğuna otururlarsa otursunlar toplumsal sorunlara çözüm üretemiyorlar, üretemezler. Tıpkı dünya işçi sınıfı gibi Tunuslu emekçiler için de tek çıkış yolu, sömürü düzenini yıkmak için örgütlü mücadeledir.
Almanya’da hayat pahalılığına karşı grevler
Almanya’da kamu işçilerinin örgütlü olduğu Ver.di sendikası, toplu iş sözleşmelerinin ilk turunda anlaşmaya varılamaması üzerine uyarı grevleri başlattı. Belediyelerdeki temizlik işçileri, hastane ve ulaşım işçileri dâhil pek çok sektörde uyarı grevleri gerçekleştiriliyor. Grevlerin en büyüğü 17 Şubatta havaalanlarında gerçekleşti. Yer hizmetlerinde çalışan işçiler, Almanya’nın en işlek 7 havalimanında iş durdurdular. Ülkenin en büyük havalimanı olan Frankfurt/Main havalimanında işçilerin izin verdiği tek uçuş deprem bölgelerine malzeme taşıyan Türkiye ve Suriye uçuşları oldu. Frankfurt/Main, Münih, Stuttgart, Hamburg, Dortmund, Hannover ve Bremen havalimanlarında 300 bini aşkın yolcusu olan 2 bin 340 uçuş iptal edildi.
Yüksek enflasyon karşısında eriyen ücretlerine yüzde 10,5 oranında zam talep eden işçiler, taleplerini dikkate almayan patronlara öfkeliler. Ver.di sendikası işçilere ayrıca en az 3 bin avro enflasyon tazminatı ödenmesini talep ediyor. Alman İşverenler Sendikası BDA ise, grev hakkına kısıtlamalar getirilmesi çağırısında bulundu. Ancak işçiler, yoksullaştırmaya, hak gasplarına, en temel hakları olan grev hakkının ellerinden alınmasına izin vermeyeceklerini vurguluyorlar.