
Deprem olduğu gün ve ilerleyen günlerde bölgede pek çok şey yoktu. Ama emekçilerin dayanışması ilk andan beri oradaydı. Sosyalist örgütler, emek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve emekçiler ilk andan itibaren deprem bölgesine koştular, yaraları sarmaya çalıştılar. Bizler de Ankara’daki UİD-DER’li emekçiler olarak kampanyamız aracılığıyla depremzedelerle dayanışmayı büyütüyoruz. Bu süreç içinde elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.
10 ilde binlerce bina yıkıldı, rant hırsı uğruna on binlerce insan hayatını kaybetti ve milyonlarca insanın hayatı alt üst oldu. Bu felaketin etkilerinin uzun süreceğini ve yapılması gereken çok şey olacağını en başta söyledik. Maddi yardımlarımızla beraber, çeşitli ihtiyaç malzemelerini de derneğimizde topladık. Herkes elinden geleni yapmaya çalıştı. Mesela Malatya’da bir aileye gıda ve hijyen malzemelerinin olduğu koliler gönderdik. Bir emekçi ablamız bir koli kömbe yapıp gönderdi diğer malzemelerin yanında. Ertesi gün aldığımız mesajda “Çok teşekkür ederiz. Allah sağlık sıhhat versin. Ellerinize sağlık. Rabbim ne muradınız varsa versin. Çok teşekkür ediyoruz. Buradan oraya kucak dolusu selamlar yolluyoruz. Sizi çok seviyoruz. Allah’a emanet olun” dediler, özellikle gönderilen kömbelere çok mutlu olmuşlar. Hepimiz çok mutlu olduk bu mesajı alınca. Gördük ki bu enkazı ancak biz kaldırabiliriz. Hem maddi hem manevi olarak depremzede kardeşlerimizin yanındayız.
Ankara’ya tedaviye gelen hastaların, çocukların ihtiyaçlarını karşıladık, hastanelere ziyaretler yaptık. Büyük bir şehir olduğu için Ankara’ya birçok depremzede yerleşti. Buraya geçici ya da kalıcı olarak yerleşmek zorunda kalan ailelere ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Yeni kurulan evlerin ihtiyaçlarını karşılıyor, hep birlikte ev diziyoruz. Bir ziyaretimizde Adıyaman’dan aileleriyle birlikte buraya gelen emekçi kadınlarla sohbet ettik. Biri depremde hissettiklerini ve burada yeni bir hayata başlamanın zorluklarını anlattıktan sonra “insanın en çok da samimiyete ihtiyacı var, iyi ki böyle insanlar var, iyi ki varsınız, sağ olun” dedi arkadaşımıza sarılarak. Tanıştığımız depremzede ailelerin elimizden geldiğince hem eksiklerini gideriyoruz hem de onları da dayanışma ağımızın içine katıyoruz. Daha fazla birlikte olmaya çağırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki yaralarımızı sarmak için de yaşanılanların hesabını sormak için de dayanışmamızı ve örgütlülüğümüzü büyütmemiz gerek. Çünkü dayanışma yaşatır, dayanışma güçlendirir.