Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Gündem > Orman ve Meralar İnşaat Alanı Değildir

Orman ve Meralar İnşaat Alanı Değildir

İstanbul’dan bir üniversite öğrencisi

13.03.2023

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan yıkımın ardından emekçilerin sorunları katlanarak artıyor. Emekçilerin en temel hakları olan yaşama ve barınma hakkı sermayenin kâr hırsı yüzünden ellerinden alınıyor. Depremin üzerinden haftalar geçmesine rağmen hâlâ binlerce emekçi başını sokacak bir çadır dahi bulamıyor, sokaklarda yatıyor. Bir tarafta durum böyleyken diğer taraftan sermayenin talan planları tabiri caizse tıkır tıkır işletiliyor. 24 Şubatta Resmi Gazete’de yayımlanan “OHAL Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi” buna bir örnektir. Peki, bu kararname ile biz emekçileri neler bekliyor?

Kararname yayımlanmadan bir süre önce Erdoğan bir konuşmasında “Hedefimiz 1 yıl içinde diğer felaket yaşadığımız illerde nasıl toplu konut operasyonları yaptıysak 10 ilde de bunları gerçekleştirmek” ifadesine yer vermişti. Yani 1 yıl kadar kısa bir süre içinde öyle evler yapacağız ki, yine başınıza yıkılacak demek istemişti. Hemen ardından yayımlanan 126 Numaralı Kararname ise bu ifadeleri destekler niteliktedir. OHAL kapsamındaki kentlerde yıkım sonrası bilinçsiz bir şekilde yeniden yapılaşmayı kapsayan, imar planı yapılmadan ormanları ve meraları inşaata açan bu kararname biz emekçiler için yine bir yıkım demek oluyor. Kararname ile deprem sonrası yapılaşmayı gerçekleştirme yetkisi tamamen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na veriliyor.

Bu sermayenin rant alanlarını genişletmesi demek olurken orman ve meralar da inşaat alanlarını kapsıyor. Tüm bu alanlar devlete yani Hazine’ye devrediliyor. Uzmanlar ise bu durumu “kaş yaparken göz çıkarmak” olarak ifade ediyorlar. Ormanlarımızın olası diğer doğal afetlere karşı bizlerin güvencesi olduğunu ve talan edilmemesi gerektiğini de ekliyorlar. Fay hatları ve dere yatakları gibi alanların yeşil bırakılması gerektiğinin, diğer alanlarda ise bilimsel adımlar uygulanarak imar planlarıyla bilinçli bir şehirleşmeye gidilmesinin zorunlu olduğunun altını kalınca çiziyorlar. Fakat siyasi iktidar geçmişte olduğu gibi bugün de bu söylemlere kulak tıkayarak sadece sermayenin kârına odaklanıyor. Çürük binalarda can veren emekçileri umursamayarak yeni yıkımlara yol açıyor. Aynı zamanda bu kararnamede yeni yerlerin tespitinin yapılmasında yetkili olan Afet ve Acil Durum Yönetimi’nin uygulamalarının ve görevlerinin saklı kalacağı ifade ediliyor. Yani bu alanda yetkili bilimsel kuruluşlar ve meslek odaları tamamen saf dışı bırakılıyor. Herhangi bir sorgulamaya ve itiraza izin verilmiyor.

10 ili kapsayan OHAL kararının ardından yayımlanan bu kararname siyasi iktidarın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Yüz binlerce emekçi evsiz kalırken rejim kendi iktidarını korumak için çırpınıyor. Ormanları inşaata açarak kendine yeni rant alanları oluşturuyor. Yapılan her türlü uygulamanın yetkisini tamamen devlete devrediyor. Kendinden başka hiçbir kuruluşa söz hakkı tanımıyor. Toplumda büyüyen öfkeden öylesine korkuyor ki, emekçi kitlelere ve doğaya karşı daha da saldırganlaşıyor. Bu süreçte dayanışma ile yaralarımızı sararken bir yandan rejimin karakterini iyi anlamamız gerekiyor. Bu gidişe dur demek için ise örgütlü mücadelenin öneminin bir kez daha altını çizmek gerekiyor.

  • Gündem [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/orman_ve_meralar_insaat_alani_degildir.htm

Links
[1] https://uidder.org/koseler/gundem