
9 Nisanda Fransa’nın Marsilya kentindeki Tivoli semtinde 4 katlı bir binada patlama meydana geldi, patlamanın etkisiyle çöken binada yangın çıktı. Yan binalarda hasar meydana geldi. Şu ana kadar 4 kişinin cansız bedenine ulaşıldı, 33 kişi yaralandı, yüzlerce kişi bölgeden tahliye edildi. En az 4 kişinin daha enkaz altında olduğu tahmin ediliyor.
Patlamanın gaz sızıntısından olduğu tahmin ediliyor ama kesin nedeni henüz bilinmiyor. Görgü tanıklarıysa patlamayla birlikte etrafa gaz kokusu yayıldığını belirtiyorlar. Yangına müdahale etmek isteyen ekipler enkaz altındaki insanların boğulmasından endişe ettiği için müdahale sınırlı şekilde gerçekleştirilebiliyor. Öte yandan gaz nedeniyle aramalara yardımcı olması beklenen köpekler de yeterince işlevli olamıyor.
2018’de, bir işçi bölgesi olan Noailles semtinde iki bina çökmüş, sekiz kişi ölmüştü. Bunun üzerine Marsilya’daki konut standartları inceleme altına alınmış ve kentte 40 bin kişinin kötü inşa edilmiş, standart altı evlerde yaşadığı ortaya çıkmıştı. Yetkililerse patlamanın gerçekleştiği binada herhangi bir tehlike uyarısı olmadığını ve standardın altında konut bulunduğu belirlenen bir mahallede olmadığını ileri sürüyorlar. Fakat bu iddialar bir felaket yaşandığı ve insanların öldüğü gerçeğini değiştirmiyor. Patlamanın detayları ortaya çıktıkça ihmaller zinciri de ortaya çıkıyor.
Güney Amerika ülkesi Ekvador’da Chimborazo eyaletine bağlı Alausi kasabasında 27 Martta toprak kayması meydana geldi. Faciada ölenlerin sayısı 33’e yükseldi. Yaklaşık 45 yaralı var ve en az 55 kişi ise hâlâ kayıp. Heyelan nedeniyle zarar gören ev sayısının 163, tamamen yıkılan ev sayısının 57, evsiz kalan kişi sayısınınsa 1034 olduğu belirtiliyor. Bir stadyum ve spor ve sanat etkinliklerinde kullanılan bir gösteri merkezi de heyelan altında kaldı.
Heyelanın gerçekleştiği bölgede aylardır yağmurların devam ettiği, dağda çatlakların oluştuğu biliniyor. Heyelanı tetikleyen koşullar ortadayken dağ yamacındaki evlerin tahliye edilmemiş olması felakete davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Bölge insanları, gönüllüler ve arama kurtarma ekipleri elleriyle balçık temizleyerek heyelan altında kalan insanlara ulaşmaya çalışıyor.
Öte yandan ABD’de 26 Martta Mississippi’yi etkisi altına alan fırtınada 25 kişi öldü. Nisan ayı başındaysa ülkenin güney ve orta batısını etkileyen fırtına ve hortum nedeniyle 24 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Bölgede büyük hasar meydana gelirken evler enkaza döndü, elektrik nakil hatları çöktü, 610 bin insan elektriksiz kaldı. ABD’nin geniş bölgelerinde sıklıkla fırtına ve hortumlar görülmesine rağmen gerekli önlemler alınmadığı için nice insan yaşamını kaybetmeye devam ediyor.
Depremlerin, sellerin can almaya devam ettiği Türkiye’de emekçiler bu felaket tablosuna yabancı değil. Ekvador’dan Fransa’ya, ABD’den Türkiye’ye bu felaket, yıkım ve enkaz tablosu kapitalizmin bir sonucudur. Üretimin sadece kâr için yapıldığı, doğanın yağmalandığı, insanın değersizleştirildiği, kaotik bir kent ve yerleşim mantığının hüküm sürdüğü, yaşam alanlarının tahrip edildiği, insanların yoksulluğa ve çaresizliğe itildiği bir düzen felaketin ta kendisidir. Bu felaketten kurtulmanın tek yoluysa Ekvador’dan Fransa’ya, ABD’den Türkiye’ye işçi sınıfının mücadelesidir.