
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası: “Depremzede özel sektör çalışanı öğretmenler acilen kamuda kadroya alınmalıdır”
Özel sektörde çalışan öğretmenler, 6 Şubat depremleri sonrasında depremin yaşandığı illerde çalışan öğretmenlerin sorunlarını, taban maaş ve özlük haklarıyla ilgili taleplerini Mili Eğitim Bakanlığına (MEB) iletmek için Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası öncülüğünde 18 Nisanda Ankara’da bir araya geldiler. Bir buçuk aydır sendikanın görüşme talebine cevap vermeyen Bakanlık, öğretmenlerin pek çok ilden Ankara’ya gelmesi üzerine görüşme taleplerini kabul etti.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ve aralarında depremzede öğretmenlerin de olduğu sendika üyesi işçiler, yapılan görüşme sonrası basın açıklaması yaptılar. Taleplerinin yazılı olduğu “Öğretmenlik Enkaz Altında! Taban Maaş Uygulaması, Belirsiz Süreli Sözleşme, Kapsayıcı Meslek Yasası, Depremzede Öğretmenlere Kadro Hakkımızı Alacağız” pankartı arkasında toplanan öğretmenler açıklama sırasında sık sık “Mücadele Dersini Öğretmenler Verecek”, “Yaşasın Öğretmen Dayanışması”, “Taban Maaş Hakkımız Geri Alacağız”, “Patronlara Değil Öğretmene Güvence” sloganlarını haykırdılar.
Basın açıklamasını yapan Öğretmen Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, bakanlığın deprem felaketinden sonra özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin sorunlarına duyarsız kaldığını, on bine yakın öğretmenin işsiz kaldığını belirtti. Bakanlığın bu sorumluluğu almak zorunda olduğunu söyleyen Edebali, depremzede öğretmenlerin yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Kurumları yıkılan öğretmenler, kurumlarının çektikleri iflaslar nedeniyle kıdem tazminatlarını, sözleşmede kalan ayların bakiye ücretlerini, geçmiş aylarda yatırılmayan ücretlerini dahi alamıyor. Deprem bölgesindeki öğretmenlerin pandemi döneminde de tüm emekçileri isyan ettiren kısa çalışma ödeneği ile yaşamını sürdürebilmesi isteniyor. Yoksulluk sınırının 30 bin liraya ulaştığı bu dönemde, deprem felaketi yaşayıp varını yoğunu yitiren insanların aylık 4 bin lira ile geçinmesi bekleniyor.”
ABB Elektrik işçileri Kod 46 ile işten atılmaya karşı direniyor
Kocaeli Dilovası’nda faaliyet gösteren ABB Elektrik’te haksız ve hukuksuz olarak işten atılan 12 işçi, 14 Nisanda fabrika önünde direnişe başladı. 2020 yılının Eylül ayına kadar DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu fabrikada, işverenin çeşitli oyunları sonrası sendikanın yetkisi düşürüldü. ABB Elektrik patronu işçilere toplu sözleşme ile kazandıkları haklarına dokunulmayacağı sözünü verdi. Ancak tam tersi oldu, işçiler üzerindeki baskı arttı, çalışma koşulları kötüleşti. En sonunda da düşük zam dayatmasıyla karşılaşan işçiler, iş bırakma eylemi yaptılar. Kararlı duruşları sonucu patrona geri adım attıran ve taleplerini kabul ettiren işçiler işbaşı yaptı. Fakat işbaşı yapıldıktan 1 hafta sonra 12 işçi kod 46 ile işten çıkarıldı.
ABB Elektrik işçileri fabrikada görev tanımları dışında iş yapmaya zorlandıklarını, görev yerlerinin sürekli değiştirildiğini, her yere koyulan kameralarla fişlendiklerini, keyfi olarak tutanak tutulduğunu ve tüm bunlara karşı mücadele ettikleri için diğer işçilere gözdağı vermek amacıyla 12 işçinin işten çıkarıldığını söylüyorlar.
ABB işçileri direnişlerinin 4. gününde, ek zam ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle iş durdurdukları için tazminatsız işten atılan ve 51 gündür direnişte olan Mata Otomotiv işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirdiler.
İZENERJİ işçileri eşit işe eşit ücret istiyor
DİSK’e bağlı Genel-İş İzmir 2 ve 9 No’lu şubelerin örgütlü olduğu İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZENERJİ A.Ş.’de süren ve 10 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler, 18 Nisanda yarım gün iş bıraktı. Basmane Meydanında toplanan işçiler, İZENERJİ Genel Müdürlüğüne yürüdü. İşçiler yürüyüş sırasında “Eşit İşe Eşit Ücret”, “Sözleşme Hakkımız Grev Silahımız”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganlarını haykırdılar.
İş bırakma eylemi üzerine yapılan görüşme sonrası Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) bir gün önce yüzde 45 olarak yaptığı zam teklifini yüzde 51’e çıkardı. İşçiler bu teklifi de kabul etmedi. Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül görüşme sonrası yaptığı açıklamada, bayram sonrası işçileri ikna eden bir ücret artışında anlaşma sağlanamaması durumunda grev kararı alacaklarını duyurdu.
İZENERJİ işçileri aynı işi yaptıkları İzmir Büyükşehir Belediyesine ait başka bir şirket olan İZELMAN işçileriyle eşit ücret almayı talep ediyorlar. Ücret eşitliğinin sağlanması için İZENERJİ işçilerinin maaşlarına yüzde 66 zam yapılması gerekiyor.
Türk Harb-İş üyesi işçiler yüzde 40 zam teklifine karşı eylem yaptı
20 Ocakta başlayan 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde 700 bin kamu işçisini temsilen masaya oturan Türk-İş ve Hak-İş, ilk altı ay için yüzde 15 refah payı ve yüzde 45 zam istemişlerdi. Türk Harb-İş Sendikasının İstanbul, Kocaeli, Eskişehir ve Kayseri şubeleri 6 Nisanda yaptıkları eylemlerle Türk-İş ve Hak-İş Konfederasyonlarının enflasyonun altında zam teklif etmelerini protesto etmiş, bağlı bulundukları Türk-İş’e görüşmeler sırasında teklif edilen oranın gerisine düşülmemesi ve siyasi iktidarın olumsuz tavrının devam etmesi durumunda Türkiye genelinde eylemlerin başlatılması, siyasi iktidara ise görüşmelerin işçi lehine vakit kaybetmeden sonlandırılması çağrısı yapmışlardı.
İktidarın Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde yüzde 40 zam teklif etmesi üzerine Türk Harb-İş üyesi işçiler, 18 Nisanda Ankara Ulus Meydanı ve Kayseri Cumhuriyet Meydanında yaptıkları eylemlerle teklifi kabul etmediklerini duyurdular. Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırı olan 31 bin 241 liranın yarısını bile zor kazandıklarını, açlığa itildiklerini söyleyen işçiler, taleplerini şu sözlerle ifade ettiler: “Türk-İş konfederasyonumuz tarafından açıklanan kamu çerçeve protokolünün amasız, fakatsız uygulanmasını istiyoruz. Maaşlarımızdan kesilen vergi belimizi bükmekle kalmamış adeta kırmıştır. Ocak ayında aldığımız maaşlar haziran ayında yüzde 25 azalmaktadır. İşçinin dayanacak gücü kalmamıştır. Vergide adalet istiyoruz. Maaşlarımızdan kesilen verginin yüzde 10’da sabitlenmesini istiyoruz.”
Güral Porselen’de işten atma saldırısı
Kütahya’da faaliyet gösteren Güral Porselen’de 4 aydır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanmadı. Ücret talepleri kabul edilmeyin işçiler, 6 Nisanda iş bırakmışlardı. Kütahya Emniyet Müdürlüğü, eylem sırasında çevik kuvvet polisleriyle fabrika önünde barikat kurmuştu. Çimse-İş Sendikasının örgütlü olduğu fabrikada 2 gün süren eylem sonrası Güral Porselen patronu işçilerle görüşmüş sonrasında da sendikayla toplu iş sözleşmesi imzalanmıştı.
Toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra 25 işçi kod 46 ile tazminatsız olarak işten çıkartıldı. İşten atılan işçiler yıllardır fabrikanın çöpüne zarar vermeden çalıştıkları halde haksız yere işten atılmalarının onurlarına dokunduğunu belirtiyorlar. Ayrıca bu süreçte sendikanın kendilerine destek olmadığını, kendi imkânlarıyla avukat tutarak işe iade davası açtıklarını söylüyorlar.
Güral Porselen patronları, işçilerin haklı taleplerinin aşırı olduğunu söylemekten utanmıyorlar. Oysa ihracat şampiyonu olduklarını övüne övüne anlatıyorlar. 2019 ve 2020’nin ardından 2021 yılında da ihracat şampiyonu ilan edilen Güral Porselen, yılın en fazla ihracat yapan firma ödülünü almıştı.