
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Maya Mekanik fabrikasında çalışan işçiler kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere ve baskılara dur demek için DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlendiler. İşverenin sendikanın yetkisini kabul etmemesi, işçilere sendikadan istifa etmeleri için baskı yapması üzerine işçiler 2 Mayısta iş bıraktılar. İş bırakma eyleminin üçüncü gününde işveren işçileri İş Kanunu’nun 25/2 maddesinden, Kod 49’dan işten attı. Maya Mekanik işçileri işe geri alınmaları ve sendikal haklarının tanınması talepleriyle fabrika önünde direnişe başladı. UİD-DER’li işçiler 9 Mayıs’ta direnişçi işçileri ziyaret ederek destek verdi.
Birleşik Metal-İş Eskişehir Şube Başkanı Recai Büyükbeyhan yaşananları şu sözlerle anlattı: “13 Martta çoğunluğu sağlayıp Bakanlığa yazımızı yazdık. 21 Martta çoğunluk tespitimiz geldi. Geldikten sonra 11 arkadaşımızı işten attılar. Kapı önü eylemine başladık. İşverenin avukatı bizleri arayarak ‘atılan işçileri işe almak istiyoruz, sizinle de toplu sözleşme görüşmeleri yapmak istiyoruz’ dedi. Atılan arkadaşlardan 8’i işbaşı yaptı. 3’ü işbaşı yapmayacağız dediler ve kendi istekleriyle tazminatlarını alarak ayrıldılar. 1 Haziranda toplu sözleşme görüşmelerine başlama kararı aldık. Ancak bu arada işveren boş durmadı. Sendikalı işçileri istifaya zorladı. İçeride sürekli mesai baskısı var. Çalışma koşulları kötü, iş güvenliği kuralları uygulanmıyor. En son olarak da 1 Mayıs’ta arkadaşlar fazla mesaiye zorlanıyor. Arkadaşlar da işçi bayramına katılacaklarını söylüyorlar. 2 Mayısta üretimi durdurduk. 3 gün noter tespiti yaptılar. Üçüncü günün akşamında eyleme katılan arkadaşların iş akdi feshedildi.”
Çoğunluğu yıllardan beri bu fabrikada çalışan işçiler, çalışma koşullarının kötü, ücretlerin düşük olduğunu, fazla mesailerin olduğunu, sosyal hakların olmadığını, mobbing yapıldığını ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını belirtiyorlar. Fazla mesailerin zorunlu olduğunu, kalınmadığında tutanak tutulduğunu, baskıların özellikle de sendikalaştıktan sonra arttığını söylüyorlar.
Direnişçi işçilerden biri çalışma koşullarını şöyle anlatıyor: “İki işçinin yaptığı işi tek kişi yapıyor. 80-90 saat fazla mesaiye kalıyoruz bir ayda. Mesaiye kalmadığımızda tutanak tutuyorlar. Lavabolara girerken turnike var. 7 dakikayı geçince para kesiyorlar. Bordroda da ceza yazıyor.”
Direnişçi bir kadın işçi ise şunları söylüyor: “Biz mesainin mesaisini yapıyoruz. Normal mesaimiz 8 buçuğa kadar ama bunu gece 11.00’e 01.00’a kadar uzatıyorlar. Ertesi gün sabah aynı saatte geliyoruz. 8 buçukta çıkıyoruz, eve geliyoruz 9 buçuk oluyor. Yarım saat sonra bir telefon geliyor malzeme yetişmemiş. Evden alıyorlar tekrar çalışmaya gidiyoruz. Ne aile hayatı ne özel hayat ne sosyal hayat hiçbir şey yok. Kendimize vakit ayıramıyoruz. İşçi alacağız sözleri verildi, oyaladılar bizi. Sendika da girecek diye tamam yapalım dedik. Ne kadar yapalım desek de suistimal edildi. Kaç aydır işçi alın diyoruz almıyorlar. Aldıklarında da sendikalı olmuş mudur diye araştırıyorlar. Öyle birkaç işçiyi çıkardılar. Biz buna tepki gösterdik. Eleman yok nasıl çıkartırsın dedik. Deneme süresindeyiz dediler. Ama şu anda eleman yığdılar bura-ya. Az kişiyle çok iş yapayım, az para vereyim derdindeler. Lavabo için saat tutuyorlar. Bazı arkadaşlar 1-2 dakikada lavabodan çıkıyorlarmış. Bizlere bunları örnek olarak gösteriyorlar. Yağın içinde çalışıyoruz. Elimizi yıkamamız zaten 2 dakika sürüyor.”
Çalışma koşulları ağır olan fabrikada iş kazaları da yaygın. Kesik, vidalama, eli pres makinesine kaptırmak gibi kazalar olduğunu söylüyor işçiler. Fabrikada 55 işçi çalışıyor. Çok tehlikeli bir işyeri olmasına rağmen tam zamanlı iş güvenliği uzmanı yok. İş kazası geçiren bir işçi patronun tepkisini şöyle anlatıyor: “Pres makinasını parmağıma bastım. 20 gün rapor almıştım geri döndüğümde patrona gösterdim ‘kopmamış’ dedi.”
Direnişçi kadın işçiler sendikaya üye olurken bir dakika bile düşünmediklerini belirterek asgari ücret, fazla mesailer, baskılar hepimizin ortak sorunuydu diyorlar. Eğer fabrikaya sendikasız girerlerse baskıların daha da artacağını, sendikalı olarak girerler ise patronun eskisi gibi baskı yapamayacağını söylüyorlar.
Direnişçi Maya Mekanik işçileri bir tek kendi işyerlerinde değil sendikasız çalışılan tüm işyerlerinde ücretlerin düşük, çalışma koşullarının ağır olduğunu, işverenlerin işçiyi köle gibi çalıştırmaya devam etmek için sendikayı istemediğini belirtiyorlar. Bu duruma bütün işçilerin dur demesi gerektiğini söylüyorlar. Daha çok işçi sendikalı olmak için mücadele ederse, koşullara itiraz ederse biz de daha güçlü oluruz diyorlar.