
Bu yıl da 1 Mayıs’ta tüm dünyada işçiler tek yürek tek yumruk oldular. İstanbul 1 Mayısı da kitlesel ve coşkulu oldu. Hepimizin umudunu büyüttü. Bizlerde UİD-DER’li işçiler olarak kararlı, kalabalık ve coşku doluyduk. Ben çocukluğundan beri çalışan bir emekçi kadın olarak pek çok arkadaşım gibi İşçi Dayanışması gazetemizi bizi merak eden sınıf dostlarımıza ulaştırmaya çalışıyordum. Bunu yaparken birçok insanla sohbet etme şansım oldu. Kalabalık ve coşkulu bir alanda olmak çok güzeldi. UİD-DER’i merak eden dostlarımızın güzel sözleri, hayranlık duymaları, gözlerini alamadıklarını söylemeleri beni de çok mutlu etti. Herkes gibi ben de genç, dinamik ve umutlu kortejimizden gözümü alamadım ve hatta bir ara kendimi uyarmak zorunda kaldım işime odaklanabilmek için. Kortejin kitleselliği disiplini, düzeni ve özenle planlanmış olması insanı gururlandırıyor. Yürürken kortejimizden güzel bir koku yükseldi. Samandağlı depremzede kardeşlerimizin depremde yitirdiğimiz canlarımızın anısına yaktığı bahhurları görünce mücadele örgütümüzle ayrıca gurur duydum. İnsanlarımızı acılarına terk eden düzene inat UİD-DER’in uzattığı dayanışma elini tutan dostlarımızı bir arada görmek çok duygulandırdı beni. 6 Şubat depreminde yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık. Yaşananları unutturmamak ve elbette bu yıkımı, bu enkazı yaratanlardan hesabını sormak için Samandağlı depremzede dostlarımızla omuz omuza 1 Mayıs meydanından haykırdık. O hesap günlerinin gelmesi için bu düzen değişmeli, bu rejim yıkılmalıdır. Biz örgütlü emekçi kadınlar olarak yaşadıklarımızı unutmadık. Unutmayacağız. Bu enkaz düzeninden hesabını sormak içinde mücadeleye devam edeceğiz. Bu 14 Mayıs seçimlerinde tek adam rejimini yıkacak mücadeleyi büyütecek olan sosyalist adaylara, Emek ve Özgürlük İttifakına güç vereceğiz. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!