İngiltere
İngiltere işçi sınıfı, eğitim, sağlık, ulaşım ve birçok sektörde peş peşe düzenlediği grevlerle haklarına sahip çıkıyor. İşçilerin büyüyen grev dalgası karşısında panikleyen hükümetse grev ve sendika karşıtı yasalarla işçilerin mücadelesini engellemeye çalışıyor. Muhafazakâr Parti hükümeti işçi hareketinin bu yükselişini büyük bir saldırı planıyla bastırmaya ve medya aracılığıyla karalamaya çalışıyor. Bir yasa tasarısıyla grev hakkını işlevsiz hale getirmeyi planlıyor. Tasarıya göre ulaşım, sağlık, eğitim gibi kilit sektörlerde greve çıkılması durumunda minimum düzeyde işçi çalıştırılması zorunlu kılınacak. “Asgari hizmet garantisi” sağlanmadığı durumda işverenin greve çıkan işçileri işten atmasının ve sendikalara dava açılmasının önü açılacak. Ancak işçi ve emekçiler bu saldırıları mücadeleyle göğüslüyor. Sendikaların on yıllar sonra yeniden güç kazandığı İngiltere’de, sendikalı işçi sayısında artış var. Özellikle genç işçiler grevlerde ve protestolarda ön sıralarda yerlerini alıyorlar.
Yasa tasarısı 22 Mayısta binlerce işçi tarafından parlamento önünde protesto edildi. Grev dalgasının başını çeken sendikalar, grevci işçiler ve işçiden yana milletvekillerinin katıldığı eylemde “grev hakkını koru!” sloganı atıldı. Demiryolu, eğitim, sağlık ve kamu işçilerinin yoğun katılım gösterdiği protestoda saldırılara karşı işçilerin birliğinin ve mücadelenin büyütülmesi çağrısı yapıldı.
Belçika
Grev hakkına yönelik saldırıların arttığı Belçika’da da on binlerce işçi 22 Mayısta meydanlara çıktı. Başkent Brüksel’de grev haklarına yönelik saldırıları, kötü çalışma koşullarını ve artan hayat pahalılığını protesto eden işçiler, “Kâr her yerde, adalet hiçbir yerde!” sloganını yükselttiler. Başta Belçika Genel İşçi Federasyonu ABVV olmak üzere birçok sendikanın çağrısıyla gerçekleşen eylemde işçiler sosyal ve sendikal haklarına sahip çıkacaklarını belirttiler. Mart ayından bu yana hakları için mücadele eden market işçilerine yönelik saldırılara ve protesto hakkına yönelik yasaklayıcı mahkeme kararına tepkilerini yükselttiler.
Mart ayında süpermarket zinciri Delhaize, marketlerinin kullanım ve marka haklarını pazarlayacağını duyurmuştu. Franchising denilen bu sistemde farklı ücret ve yan hak politikalarının olacağını, genel ücretlerin düşeceğini bilen işçiler bunu kabul etmediler. Bunun sendikal örgütlenme önünde de engel teşkil edeceğini söyleyen binlerce market işçisi grev ve gösterilerle bu karara karşı durdu. Ancak bunun sektör içinde diğer market ve mağazalara sıçramasından korkan egemenler polis zoruyla greve engel olmaya çalıştılar. Sadece grev gözcüsüne izin verileceğine, işçilerin bir arada durup protesto gösterisi yapamayacağına dair mahkeme kararı çıkartıldı. Protesto gösterilerinde işçiler gözaltına alındı, marketler polis zoruyla açıldı. Grev hakkının engellenmesi anlamına gelen bu saldırının ardından gerçekleşen kitlesel eylemde işçiler, İşverenler Federasyonu ve adliye binasının önünden geçerek hem patronları hem de mahkeme kararıyla grevi engellemeye çalışan yargı sistemini protesto ettiler.
İspanya
22 Mayısta İspanya’da 45 bin adliye çalışanı süresiz greve çıktı. Devam eden toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine Merkezi Bağımsız Memurlar Sendikası (CSIF), Yargı İdaresi İşçileri Sendikası (STAJ), İşçi Komisyonları Sendika Konfederasyonu (CCOO) ve Genel İşçi Sendikasının (UGT) çağrısıyla işçiler tüm adli işlemleri durdurdu. Grevci işçiler Adalet Bakanlığı önünde protesto gerçekleştirdi. Geçtiğimiz ay hâkim ve savcıların, şimdi ise adliye işçilerinin greviyle sarsılan İspanya’da toplamda 500 binden fazla mahkeme ertelendi, 30 milyon adli işlem yapılmadı. Hâkim ve savcıların kazanımla sonuçlanan mücadelelerinin ardından adliye işçileri de ücretlerini arttırmakta ve çalışma koşullarını iyileştirmekte kararlı. İşçiler önümüzdeki süreçte birçok protesto gösterisi planlıyor.
Adliye işçilerinin yanı sıra ülke genelinde 22 ve 25 Mayısta 24 saatlik grevler gerçekleştiren İspanyol Havayolu Pilotları Sendikasına (SEPLA) bağlı işçiler grev hakkına yönelik saldırıları protesto ediyor. İngiltere’dekine benzer “asgari hizmetler yasası” ile olası grevlerde uçuşların en az yüzde 90’ına devam edilmesi zorunlu kılınacak. Bu yasanın grev hakkının ortadan kaldırılması anlamına geldiğini belirten işçiler, tüm havaalanı işçilerini grevleri büyütmeye çağırıyor.
Portekiz
Yaklaşık 30 bin hastane çalışanı 19 Mayısta kötü çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı grev gerçekleştirdi, işçiler arasında ücret ve yan haklarda farklılıklara yol açan “kariyer programına” tepki gösterdi. İşçiler, tüm çalışanların uzmanlık haklarının geliştirilmesini ve 35 saatlik çalışma haftasının tüm işçiler için uygulanmasını talep ettiler. Sağlık işçilerinin yanı sıra Lizbon, Porto, Faro ve Madeira havalimanlarında 20 Mayıstan itibaren farklı günlerde 24 saatlik grevler düzenleniyor. Yapılandırma adı altında çalışma koşullarının ağırlaştırılmasına ve haklarına yönelik saldırılara karşı mücadele eden işçiler, Haziran ayında da grevlere devam edeceklerini belirtiyor.
Romanya
22 Mayısta 150 binden fazla öğretmen eğitime düşük bütçe ayrılmasına karşı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için greve çıktı. Grevlerinin dördüncü gününde Bükreş’te bir araya gelen ve gösteri yapan öğretmenlere öğrencileri ve veliler de destek verdi. Ayrıca üniversitelerde çalışan işçiler grevci öğretmenlerle dayanışma için 2 saatlik iş durdurdu. Öğretmenler hükümetin enflasyona endeksli ücret artışı ve fazla mesai ücreti yerine bir kereye mahsus Haziranda 215 dolar ve Temmuzda 325 dolar ikramiye verilmesi teklifini kabul etmiyor. Giderek artan hayat pahalılığı karşısında ücretlerinin erimesini kabul etmeyen işçiler, talepleri kabul edilinceye kadar grevlerine devam edeceklerini belirtiyorlar.
Fransa
Fransa’da emeklilik hakkına yönelik saldırılara karşı başlayan eylemler Genel İşçi Sendikası (CGT) başta olmak üzere sendikaların çağrısıyla 23, 24 ve 25 Mayısta da devam etti. Ülke genelinde Macron hükümetine karşı tepkiler devam ederken demiryolu işçileri de yeniden grevlere hazırlanıyor. AB’nin bütçe kesintisi kararının ardından işten atmaların ve özelleştirmelerin artacağını söyleyerek kararı protesto eden işçiler Ulaştırma Bakanının da katıldığı Paris’teki Avrupa Komisyonu binasını ve lüks mağazaları bastı. 31 Mayısta ülke genelinde greve hazırlanan demiryolu işçileri ve pek çok sektörden işçi, haklarına sahip çıkmanın onuruna sahip çıkmak olduğunu ifade ediyor.