
Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “İnşallah seçimlerden sonraki dönemde bunun benim vatandaşıma yansıması çok daha farklı, çok daha olumlu bir şekilde tecelli edecektir” demişti Erdoğan müjdeyi bahşederken. Bu sözler çok zaman geçmeden anlamına kavuştu, bedava doğalgazın “kaynağı” açıklandı!
TÜİK doğalgazın bir ay bedava verilmesini bahane ederek Mayıstaki TÜFE hesabında “sıfır fiyat” yöntemini uygulayacağını duyurdu. Resmi enflasyonun gerçeklerden tamamen koptuğu ortadayken bu kararla resmi enflasyon iyice düşük gösterilecek. Dolayısıyla Temmuz ayında enflasyon oranında zam alacak kamu emekçileri ve emeklilerle önümüzdeki süreçte toplu iş sözleşmelerinde enflasyon zammı bekleyen işçilerin cebine girecek ücret daha da düşük olacak. Sonuç olarak bedava diye lanse edilen gazın bedelini ücretlilere ödetecekler.
DİSK-AR, bu konuyla ilgili olarak “TÜİK çalışanların ekmeğiyle oynamaktan vazgeçmelidir!” başlığıyla bir açıklama yaptı. Kullanılan doğalgazın TÜFE’ye etkisinin yüzde 2,9 olduğunun ifade edildiği açıklamada bu uygulama ile doğalgaz kaleminin sıfır gösterilmesiyle aylık enflasyon artışının sıfır veya negatif olabileceği vurgulandı. Yapılan açıklamada bu tür desteklerin veya indirimlerin daha önce de yapıldığını fakat TÜİK’in enflasyon hesabını bu düzenlemeleri hesaba katmadan yaptığına dikkat çekildi. Bu uygulamanın bir çeşit ücret desteği, sübvansiyon olduğu, doğalgazın bedelini tüketici ödemese de bu bedelin geçerli olduğu ve kamu kaynaklarıyla ödendiği, enflasyona yansıtılması gerektiği belirtildi. “Sıfır fiyat” uygulamasıyla milyonlarca emekçinin geliriyle oynanacağı ifade edilen açıklamada TÜİK’e bu operasyondan vazgeçme çağrısı yapıldı.
Seçimler süresince verilen bu ve benzeri “müjdeler” için “bunların acısını ne zaman çıkartırlar acaba?” diye düşündük. Yakında kokusu çıkar dedik. Nitekim seçimlerin üzerinden daha birkaç gün geçmişken “sıfır fiyat” ile birlikte böyle düşünen emekçilerin yanılmadığı ortaya çıktı. Önümüzdeki dönemde ekonomideki yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesmeye devam edecekler. Bu faturayı ödememek için işçi sınıfının içine sürüklendiği kutuplaşmadan, dağınıklıktan kurtulması, kendi sınıf çıkarlarını gözetmesi gerekiyor. Hangi partiye oy verirse versin işçiler kendi sınıf kimliğini kuşanmalı ve mücadele birliğini kurmalıdır.