İşçi Dayanışması’nı okuyan ve okudukça bu sistemin yıkılmasının gerekliliğini savunan kardeşlerim, merhaba. Günümüzdeki ekonomik kriz hepimizi bir şekilde etkilemektedir. Kriz üzerine bizim fabrikada yaşanan birkaç olayı anlatmak istiyorum. Fabrikada bizlere ödenen asgari ücret ekonomik kriz bahanesiyle artık iki aydan iki aya ödenmeye başladı. Fabrika üç vardiya çalışırken şu an iki vardiyaya düşürüldü. Bu da 12 saat yapıyor. Bununla da sınırlı kalmayıp elaman sayısını düşürdüler. Patron işçilere istediğini yaptırdı. İşçiler iki aydır, 485-500 liraya, yani bir ev kirasına 12 saat çalışıyor. Peki, biz neyle karnımızı doyuracağız? Patron, işçileri yıldırarak tazminatsız çıkıp gitmelerini istiyor. İşçiler şunu söylüyor: “Aç kalırım yine de burada çalışmam.” Ardından da senelerini vererek hak ettikleri tazminatlarını bırakarak çıkıp gidiyorlar.
Geçen gün işveren temsilcisi bütün işçileri toplayarak önceden hazırlamış olduğu, kriz ile ilgili haberleri bize kendi tarafından anlatmaya başladı. Şöyle diyordu: “Arkadaşlar sabredelim, biz iki aydan iki aya da olsa maaşımızı alıyoruz, diğer fabrikalar üretimi durdurdu. … fabrikasından 12 bin işçi çıkardılar.” Tabii bunlar işçiler tarafından bir nevi doğru sözler olarak görüldü. Oysa biz kendi sınıfımızın tarafından bakabilmeli ve bu doğrultuda mücadele etmeliyiz. Biz üreten işçiler bu krizlerin sorumlusunun kapitalistler olduğunu bilmeli ve yaşanan krizlerin bedelini işçi-emekçiler değil patronlar ödemelidir. Gelecek güzel günler için el ele yürümeliyiz.